Bardağın yarısı dolu,
Huzurum var elimde,
Tesbih gibi çekiyorum seni,
Beklemiyorum birilerini! ... Senden başka,
Tesbih gibi çekiyorum sadece seni!
Önüm ardım sobe,
Ömrümüzün son demi,
Sonbaharıdır artık……
Ağlıyor kemanlar
Saçlarıma benziyor hüzünleri,
Yavaş yavaş sarıyor her yanımı,
Dilemek için affı makberden yana
Şiirlerime sor beni
Beni bana değil,
Yaprağın yeşiline,
Göl mavisine mesela,
Ayçiçeklerine sor beni…
Dudaklarıma sor kimdir diye,
Ellerin, o ellerin
Yokmu?
Bir türlü tutamadığım.
Ellerin, o ellerin yokmu?
Hiç unutamadığım;
Gözlerin; gözlerin,
Mavi, akşamdan kalmadır hep yarıayyaş külhanbeyi,
Sarı, evde bekleyen tüylü kedi,tek derdi koca sevgisi,
Ela, hep gözlere fer olmuş renk demeye bin şahit ister,
Sahiller kadın gibidir
Yaladığı zaman dalgalar, köpük köpük! ..
Sanki bir dantela havası verir,kanaviçe gibidir, oya gibidir,
İşlemedir şunun şurası, değil! …
Hakiki doğallıktır sınırı.
Seni çok özledim,
Güzelim…
Ve ben bir türlü lafı ağzında dolaştırmasını bilemeyen Adam,
Seni çok özledi…
Derin muhabbetlerdeyim sana dair,
Binbir çeşit özlem yığını var gönlümde şimdi! ...
Seni sevdiğimi anlıyorum!
Zaman geçince,
Sevda koyu bir karanlık gibi çökünce insanın kalbinin ortasına,
Bir fırtına ertesi yaramazlığını suskunluğuna bırakan Rüzgar gibi,
Seni sevdiğimi anlıyorum.
Yağmurlu gün sen yoksun
Güneş tende vurgun
yoksun
Su katılmamışcasına sevgide kolik,
Bu tutkulu Aşk sana rağmen döndürmede başımı...
Havada yağmur sende hüzün
Bende dalgalanma sende sendelenme
Ağzımızda köçekhavaları
Ellerimiz latin titriyor
Bacaklarından başka bir şey düşünmüyorum
Çok terbiyesizim bugün çokkk…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!