Bir kalemde geçin bizi
Rüzgarları bile suçlayan bu zaman
Moğol bir savaşçı gibi çok yaman
Bir kadın vardı Beyoğlu nda
Üç merdivenle çıkılan boyasız bir evde
Gençlikte var ya serde
Geçerdim sokağından umarsızca bazı bazı
Dağılırdım sigara dumanı misali
Rüyalarımı süsleyen bal teknesi gibi
Bibloyu andıran vardı bir ağzı
Gözlerinden
Yüreğimin derinlerine
Alev gibi süzülen bakışları
Böğrümün orta yerinden vuran bir oktu
Öyle bir kadındı ki duyardım sevdalananı çoktu
Derlerdi ki o zamanlar
Beyoğlu nda ondan güzeli yoktu
Ama bizler
Kırılan gençliğimizin peşi sıra yürürken
Virane şehirlerdeki aşk masallarına
Ne kafa yormaya
Nede peşleri sıra
Koşmaya vaktimiz yoktu
Pusulamız ekmeği gösterirken
Yare
Yarenlik yapmakta yoktu
Biçareliğimiz
Toy oluşumuzdan
Aşklar
Köprüler
İntiharlar
Ve
Renksiz bayram gazeteleri
Haya sız hikayeler
Tüp kuyrukları
Bir gecede birbirini zengin edenler
Köşe başlarında
Sırtından vurulmuş bedenler
Daha çıkmadan sokaklara nefesimizin izi
Korkuttu gözümüzü
Korkuttu bu hayat bizi
Şimdi güzel kadın
Sen beni anladın mı
Öyleyse
Yüreğim gibi kırık şemsiyem
Anılarda bile olsa alabildiğince açılsın
Hadi o buğulu sesinle
Kulağıma bir şeyler mırıldan
Gözlerimde düğümlü kalan o gözlerin
İçimde ukde olarak kalan bedenin
Etrafa barut kokusu gibi saçılsın…
Gürsel CengizKayıt Tarihi : 3.2.2010 10:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

saygı ve selamlarımla...
TÜM YORUMLAR (2)