Uğur Ünver'in Biyografisi ve Eserleri Üzerine Bir Analiz
Uğur Ünver, erken yaşta başlayan şiir tutkusuyla edebiyat dünyasına adım atmış, hayatın içinden kesitler sunan etkileyici bir kalem. İzmir'de kök salan yazarın yaşamı ve eserleri, onun toplumcu ve duyarlı yönünü gözler önüne seriyor.
Erken Yaşta Başlayan Edebiyat Yolculuğu
İlkokul yıllarında birincilik ödülü alarak yazma yeteneğini keşfeden Ünver, çevresini gözlemleyerek ve yaşananları kaleme alarak bu yeteneğini geliştirmeye devam etmiş. Petrokimya ve Kamu Yönetimi gibi farkl ...
La Fontaine’den masallar anlatma bana
Anadolu’dan bahset
Çadırlarından, yanan ateşlerinden
Gözleri alev alev çocuklarından, Torosların
Sıtma olmuş analarından, zatürre olmuş ciğerlerinden
Dağ kekiği kokar dört yanımız
Ellerimiz ve de avuçlarımız
Biz hep yeşili seviyoruz
Kübra Ana’mın
Gözleri bin yılın acısıyla yaşlanmış
Ekmek yapan elleri nasırlı
Nereye gitsem seni de götürüyorum içimde
Botlarım daha bir sağlam basıyor toprağa
Sırtımdaki çantam daha bir hafifliyor
Sanki omuzlarımda kanatlarım var
Mektubun geldi, ilişikte bir de suyun yanında çekilmiş
fotoğrafın
Umudu cebimde unuttuğum bir akşam
sınırları içime çekerek
adı kimlikten düşmüş bir kentte
seni bıraktım
hikâye çoktan içeri kapandı
kapının dili yok
Güçlü bir fırtına girdi aramıza
Dağıttı her şeyi, ne varsa
Mektuplar uçtu havaya
Fotoğraflar karıştı suya
Kokun uzaklaştı sonra
Sabah, pencerede titrek bir ışık
henüz kararını vermemiş bir gün gibi
bekliyor.
Kahve suyu kaynarken
telefonun ekranda susmayan bildirimleri
gölgeler düşürüyor
Gül dalında hayallerim
Ateşlerinden atlıyorum umutlarımın
Kırlarda uçuruyorum uçurtmamı
Yüzümü yıkıyorum, soğuk sularında çayın
Taşların altından çıkan böceklerle selamlaşıyorum
Hoş geldin bahar, diye fısıldıyorum eğilip kulaklarına
Karşı kaldırımdaymış düşman
Bekliyormuş pusuda
Ben seni hep karşı kaldırımda bekledim oysa
Çocuklar karşı kaldırımda
Mavi önlüklü çocuklar kalmadı artık burada
Karşı kaldırımda ihtiyar bir adam, elinde karanfil,
Bu duvarların dili var,
sıvaları dökülürken bile susmuyorlar.
Bir çocuğun ceplerinde ufalanmış ekmek,
bir annenin avucunda gizli bir dua.
Sokak lambası titriyor,
kendinden utanır gibi.
Astığın fotoğrafa dokundum bugün,
konuştum onunla.
Üzerime geliyor
kalın, soğuk beton duvarlar
senden uzak kaldığımdan beri.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!