Sisin sessiz buğusunda demlenen çay,
Titreyen elimde ve kirli bardakta,
Sayamadım geldi geçti,bilmem,kaç ay.
Beklerken geceleyin ben,bu çardakta.
.
.
Ellere teslim olunca beden,
Dua isterim;göz yaşı beklemeden.
Birlikte çürüyeceğim kefenle,
Gideceğim yerde.
Perişan olmamak için,
Mahçup etmezsin
Gözlerin duvak olmuş
Kirpiğin kefen.
Oysaki.
Bir ben vardım,
Seni yürekten seven....
İnerken,yol denen tepeden.
Ezanlar okunuyordu.
Bir kadın belirdi aniden,
Elleri çöplere dokunuyordu.
.
.
Korkularım vardı benim.
Kendim için değildi hani.
Sevdiklerim üzülmesin idi.
Dağlara gittim,Kendini dağ sananlara,
Yolda vardılar bir kaç köpek ve karga,
Ben bir ruhum,
Ruhumda Hakkın sesi var,
Ey ! Koca yürekli insanlar.
Aynı ruhu taşıyoruz.
Bir bilseniz.
İki dakika beni dinleseniz.
İşte halim,dilsiz ve de sessiz nalan,
Berd-i şitaya benzer damarımdaki kan.
.
.
Yalnızlık ki,nedir çektiğim yıllardan?
Hani merhamet,asalet ve de vicdan?
Sönerse bir gün aynadaki ışık,
Sararan güneşe,merhaba! Derim.
Güneşte gülmezse bana azıcık
Gayri onulmaz bir yaradır kederim.
.
Soğuk bir rüzgar eser bağrıma,
Hayat ince çizgili yol,
Gah yokuş gah iniş,
Hesabı kitabı bol
Kaderin dergahı var imiş.
.
.
Şiir seninle,resim seninle,
Ama hüner ,ne sende ne de bende.
Seni kağıda kusturan,
İki büklüm usta ellerde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!