Yürüyordu.
Durdu.
Sonra tekrar yürüdü.
Sonra tekrar durdu.
Bir yürüdü bir durdu.
Sonra koştu.
Mesela,
Sözcüklere çok anlam yüklemeselerdi
Diyelim yüklediler ben anlamasaydım
Ya da ben çok anlam arıyorum diye yerine yenilerini eklemeselerdi
Oysa hep sana bakmak isterdim.
Tüm sözlerden arta kalan çizgilerle yaşamak,
Cümle altı sözlerindeki çizgilere güneşler çizmek isterdim.
Konuşmak isterdim kadın!
Gittiği yeri belli olmayan
Yanılıyordu.
İçimizde şeytan yok.
O, biziz.
Ve bilmeden suç atıyor.
Ve zân!
Onu şeytan bile yapmıyor.
Yanılıyordu.
İçimizde şeytan yok.
O, biziz.
Ve bilmeden suç atıyor.
Ve zân!
Onu şeytan bile yapmıyor.
Bazen ağaçların çiçek açmadığını,
kuşların ötmediğini,
Bazen hastaların iyileşmediğini gördüm
Üç metreye bir yağan yağmurlarda
Hiç ıslanmamış yerler de vardır, onu da gördüm
Ama senin varlığına dokunmayan bir anı göremedim, varsa hiç bilmedim, yaşamadım.
Hava mı soğuktu, yoksa yüzüne vuran yalnızlık mı?
Bugün bilinmiyor.
Bugün hiçbir şey bilinmiyor!
Tüm cevaplar şehrin sokaklarındaki antik çarşılarda alıcısını bekliyor.
Ama işler kesat.
Daha bir alıcısı yok tamamlanmamış yaşamların.
SORGU
ve bir gün öleceğiz
bir zerre toz bulutu bile
umurumuzda olmayacak
meçhul iklimlerin
UYKUSUZ
Uyumak kolay olurdu belki
Kokun değmeseydi yastığıma.
Sonra bir saç telin takılmasaydı gözüme
Daha dün gece yanımda sen uyurken
Yağmurlar Yağdı
Yağmurlar yağdı, şatarabanlar sustu.
Eski zamanlardan bir ehl-i fikre kapıldı dünya.
Ve o eski güzel düşünceler soldu
Bir aşktı yaşandı ve belki en güzel yerinde vakti doldu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!