Akıp gidiyor usulca zaman hiddet dolu bir ırmak gibi önümüzden,
Çevreliyor bizi tüm o güzel anılarla seçerek en narin gülüşlerinden,
Sanma ancak bazıları hepsi teker teker değerli parçalar kalbimden,
Umarım gitmem bu sensiz boş caddelerden sana daha doymamışken,
Daha o sen yürüdükçe çiçekler biten yollardan yürümeden,
En soğuk en karanlık gecede nefesimle nefesimi bir etmeden,
Fısıldıyor bulutlar ahenkle süzülen dallarına ağacın,
Naif bir dans sergiliyor çiçekler üstünde yaprakların,
Bahtiyar bir gülümseme ısıtıyor bizi üzerinde yıldızımızın,
Bu hisler ancak seni çağrıştırıyor yankısı hatıranın.
Serin serin esen bir rüzgar özlemimi soğutuyor varlığın,
Güneş batıyor ufuktan ama küllerinden tekrar doğacak,
Ayın loş ışığı kaplanmış her taraf sis ama dağılacak,
Sarmış belki etrafı soğuk elleri yalnızlığın elbet kovulacak,
Kavuşacağız çok yakında yağsa da gözyaşları saçak saçak.
Belki bugün sulandı gözlerim özlemle ama kurur yakında,
Büyümek ne kadar acayip bir kavram algıda bir illüzyon gibi,
Dönüşmek uzaktan özlemle eski okuluna bakan abilere,
Hissetmek aslında kendimize karşı süregelen nefretimizi,
Kaybetmek hem heyecanı hem de umutu muallak geleceğe.
Hayat gelişigüzel bir tablo değil mi barındıran kargaşayı,
Açtım yine gözlerimi sabah ezanıyla karşımda bıkkın yüzler,
Bir ağırlık var üstümde ölü bir beden kadar soğuk tenim,
Sadece tartışma ve kavga etrafta dolanıyor çürümüş zihinler,
Bilmiyorum öğlene çıkar mıyım ama yine de ben eyiyim.
Güneş tam tepede yakar gözümü tuzu alnımdan inen terin,
Yara olmuş gözüm düşen teker teker gözyaşları,
Gece yarısı her şey siyah beyaz renkler terk eder hayatımı,
Girdim sanırım yine depresyona 7/24 yokluyorum yanımı,
Ve tekrar döndüm eskimiş yatağa benimle bırakmıyor beni yalnızlığı,
Özlüyorum seni bir kuytu köşede sesi neşe getiren hayatımın aşkı.
Yaşamış bir prenses konu olmuş güzelliği nice şarkılara,
Ve de divane aşığıyla çok da uzak olmayan bir zamanda,
Bir prens yoksun çoğu şeyden ama ölümsüz sevgisi canana,
Her maruz kaldığında ayrı bir güzelliğine olmuş müptela.
Dalmış derin hülyalara her hissettiğinde kokusunu teninde,
Düşen yapraklar kışın açıyor tekrar parlak ışıklarında güneşin,
Kuşlar söylüyor şarkılar her ağaçta gelmesiyle ufuktan yazın,
Rengarenk çiçekler her yerden fırlıyor imgesi gibi kalbimin,
Kokuyor mutluluk sokaklar öyle güzel ki şiiri sanki bir aşığın.
Kalkıp gidiyor üzüntüler üzerimden taşınan tüm yükler yolda,
Güneş doğuyor ufuktan ama bu sefer bir daha batmayacak,
Altın sarısı her yer parıltından soluk yüzümde çiçekler açacak,
Pas tutmuş zincirleri zalim yalnızlığın son demleri kırılacak,
Vuslatıdır yarın kalplerimizin yüzümde bir gülümseme olacak.
Belki kan ağladı dün içim ama özlemim bitecek sonunda,
Ara sıra hissediyorum biçare ve tek başıma dipsiz
kuyularda,
Sanki Yusuf gibi atmışlarcasına toplanıp en derin
çukurlara,
Hiddetle bakan buz gibi üşüten o gözler kusarken kinini
bana,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!