Seni en çok sana anlatmak isterdim
Nasıl bir tutkudur
Bilir misin seni sevmek
Ve nasıl bir yok oluştur sana gelmek
Zaman ayarlı bombadır gelme isteğim
Bu yüzden en çok
Belki de
Öldürmekten korktum
Yıkılmaz duvarların ardına göçürttüm öykümüzü
Sevgiyi bilinçle harmanlayan
Üretmekten yılmayan
İnsanlı ve basamaklı yolların
Burcundaki yuvamızın
Dini, milliyeti, ülkesi yoktu
Yıkıp da geçemeyeceğimiz duvarın
İçinde yaşadıklarımız
Toplumsal kurgunun rollerine takılı
Canım çarmıhta aklım sende
Salmışım varlığımı yaşama
Okrishod kardeşim
Durmadan anlatırdı seni
Bir şafak vakti
Güneş doğmadan henüz
Güneşin kızıllığının ufka vurduğu anda
Gecenin koynundan çıkıp
Çavlanın sularında yıkanırken sen
Suların nasıl da heybetli iki aslan olup
Seninle boğuştuğunu
Sen miydin meydan okuyan hayata
Hayat mı sana derken
Yunmuş, arınmış
Çıkıp gelmişsin
Yanı başına
Okrishod kardeşimin
Seni en çok ben anlatmak isterdim
Yanındayken kapıldığım eksenin
Büyü değil
Manyetik çekimi olduğunu gücünün
Gücünü topladığın şu hayat
Saplandı kalbime
Sen çıkarırsın anca
Güz yangını
Düş bozumu
Hazan yeli değmiş varlığım
Mecbur yüzüne
Yüzün duru
Apaydınlık
Geç kalmış ömrümün
Ve erken geçmiş vaktimin
Açkısısın sen
Kapılar
Kapılar
Söyle hangisini yoklayacağım
Tut elimden çıkar
Hangi kapının ardındayım
Sen bulursun beni
Uzun soğuk ve dolambaçlı yol
Koridor
Üşüyorum
Kapıları yoklamaktandır yorgunluğum
İzlenmekten başka ederi olmayan kapı kulpları
Ve duvarlardır yıllarca konuştuğum
Sesin
İnsan sesi
Duyuyorum
Yaklaştığın yerdeyim
Biliyorsun
Derya Kızılgöz
Kayıt Tarihi : 23.5.2020 02:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2004 GÖĞOKYANUS

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!