Ne zaman yüreğim daralsa
Kirlenmişliğimizden nefret etsem
Gesi bağlarında dolanırım yalınız.
Çıkar dağlara.
Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz!
diye bağırırım…
Üşür fidelerim.
Ama
lambada titreyen alev üşümez benimle…
Çareyi
Yüce dağlarda yağan kar olmakta ararım
Hacı Taşan’la.
Hamravat suyu donar
Dicle dört parmak buza keser.
Gün döner
Bahar gelir.
Geçit vermeyen Zap Suyu olurum.
Benden su içen allı turnalar
Selam söyler Bolu Beyi’ne.
Elalem duyar
o duymasa bile…
Mardin’in kapısı şen,
Evreşe’nin yolları dar olur.
Yüreğim sıkışır
bir sevda olurum kuşun kanadında.
Başıma vurur
deli edersin sen beni.
Kurda kuşa yoldaş olur
bacısı güzele eş olamam…
Bazen
Ordu’nun dereleri yukarı akar
Tokat’ın yolları taşlı olur
Ve
Geçit vermez Yağdonduran.
Bitlisin beş minaresi yetmez
sana olan sevdamı duyurmaya…
Çıkıp gider, Cemile’ye
“gaydırıguppak”ın ne olduğunu sorarım.
Acı acı, gülümser
“Aldırma gönül aldırma” der bana
Teke Yaylası’ndan…
Sonra bir gece
çayda çıraları yakar,
kırmızı gülün allarından toplar,
Ürgüp’ten çıkarım yola
kır atımın sekişinden tanıyacaklarını bile bile.
Meriç’ten Aras’a ulaşır
memleketimi türkülerle dolaşırım.
Uğruna ölümlere gidip geldiğim
türkülerimin memleketi,
nasıl vazgeçerim senden?
Kayıt Tarihi : 9.11.2011 19:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!