Türkiye Artık Küresel Isınmaya Kafa Yoruyor

Şair Berzan
72

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Türkiye Artık Küresel Isınmaya Kafa Yoruyor

Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle yeryüzündeki yaşam büyük tehdit altında. Fakat Türkiye yakın zamana kadar bu konuya mesafeli yaklaşıyor, politikacılar dahil pek çok kişi uyarılara kulak asmıyordu. Ancak eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore'un ses getiren çabaları, Açık Radyo'dan Ömer Madra ve Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu gibi duyarlı isimlerin uyarıları sayesinde yavaş yavaş Türkiye de çevreye kafa yormaya başladı. Prof. Dr. Cemal Saydam gibi 'küresel ısınma olmayacak' diyenler bile nihayetinde ısınmanın vahim sonuçlarına çözüm aramakla meşguller. İşte bu dört isimden konuyla ilgili güncel yorumlar...

'Çağın en büyük tehlikesi inkarcılığa karşı çizgi roman yayımlıyoruz'

Bu yüzyılın en kuvvetli ideolojisi ne komünizm ne kapitalizm ne de dinlerdir. En kuvvetli ideoloji büyüme ve hızlı tüketme meselesidir. Bunu da inkâr ediyoruz. Halbuki biz sürekli kendi hesabımızdan para çekip kaynaklarımızın arttığını sanıyoruz' sanıyoruz diyor Açık Radyo'nun başındaki isim Ömer Madra. Oysa, kaynakları gittikçe azalan ve küresel ısınmanın etkisiyle mutlak bir felakete sürüklenen dünyamızı kurtarmak için son 10 bile değil, son beş sene!

'Bu nedenle her şeyden önce inkâr mekanizmalarımızdan kurtulup problemi kabul etmeliyiz' diyen Madra, bilinçlendirme çalışmaları kapsamında Açık Radyo Yayınları'ndan tarihin ilk küresel ısınma çizgi romanı 'Acayip Havalar'ı yayımlıyor.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile ilgili son gelişmeler neler?

Küresel ısınma trendine karşı direnen son kalenin, yani Güney Kutbu'ndaki Antarktika'nın da çökmekte olduğuna dair yeni bir haber var. Burada insan kaynaklı küresel ısınmadan kaynaklanan bir erime olmadığı söyleniyordu. Maalesef NASA'nın yaptığı son gözlemler burada da erimelerin olduğunu ortaya çıkardı. Geri dönülemez bir noktaya doğru gitmekteyiz. Dışarıdan pek fark edilmiyor ama çok ciddi şeyler oluyor.

Küresel ısınma hızı artıyor mu?

Evet. Mesela Bristol Üniversitesi'nin yaptığı araştırmanın sonucunda karbon dönüşümünde geri dönülemez bir noktaya gelebileceğimiz ve ısının gittikçe daha büyük bir hızla artabileceği söyleniyor.

Küresel ısınmada en büyük tampon unsurlardan biri toprak, ağaç, bitki ve okyanusların dışarı salınan karbondioksiti emmesiydi. Fakat Wolfgang Knorr'un açıklamasına göre belki de bu emiş gücünün en uç noktasını aşmış olabiliriz. Yani artık toprak ve ağaçların emme kapasitesi dolduğundan, onlar da karbondioksiti dışarı püskürtüyor.
Bilim insanlarının en çok korktuğu şeylerden biri bu geri dönüşüm mekanizması. Bu doğanın kendi kendini restore etme kapasitesini ciddi biçimde yitirmesi anlamına geliyor.

'Bir şey yapmak için son beş sene'

Peki bu gelişmelere bir dur demek için hâlâ 10 senemiz mi var?

Şimdi bu 10 yıllık pencerenin de kapanmakta olduğu söyleniyor. Bugünkü haberlere bakacak olursak, harekete geçmek ve bir şeyleri tersine çevirmek için beş senemiz var. Zaman gittikçe daralıyor. World Wildlife Fund'un 2012'ye kadar harekete geçmek için zamanımız olduğu şeklinde bir uyarısı var. Hükümetlerin de derhal harekete geçmesi gerekiyor.

Yıllardır küresel ısınma ve çevre konularında bizi uyarsanız da bugüne kadar birçok kişi size deli dedi.

Deli demeseler bile bu gerçekleri yadsıyanlar çok oldu. Sonuçta hepimiz çevremizden bir doğrulanma, bir onay alma peşindeyiz. Ya da sahip olduğumuz konforu bırakmak istemiyoruz. Bu anlamda çok büyük bir 'inkar endüstrisi' oluştu. İnkar mekanizmaları komplo teorilerine de yol açıyor. Mail'ler dolaşıyor ortalıkta.

Kimileri küresel ısınma yoktur deyip dergilere çıkıyor. Ya da çevreciler bu teoriyi kendilerine fon yaratmak ya da çevre ürünleri satıp rant kazanmak için yaratıyor diyenler oluyor. Exxon Mobil gibi petrol şirketlerinden para alan bilim insanları kendilerince yeni gerçekler ortaya koyuyor. Küresel ısınmanın iyi bir şey olduğunu söyleyenler bile var.

Birilerinin 'işe gelmeyen', 'uygunsuz' gerçekleri ortaya dökmesi lazım. Bence çağımızın en büyük tehlikesi küresel ısınma değil, inkârcılık.

Küresel ısınmayı kabullenen ama mutlaka teknolojik bir çözüm bulunur diyen 'sorumsuzlar' da var.

Evet. Bir de teknolojiyi 'beyaz atlı prens' gibi gören, nasıl olsa bir teknoloji bizi kurtaracak diyenler var. Mesela Dünya ile Güneş arasına bir ayna koyup ışığı geri yansıtalım diyenler var. Ya da hidrojen arabası yapacak Amerika ama daha ucuza getiremedi, onu bekliyor. Bu çözümlerin herhangi biri bir gün geçerli olabilir ama önce sorunu kabul etmek gerekiyor. Bu teknolojilerin bulunmasını bekleyemeyiz. Seferberlik halinde olaya katkıda bulunmamız gerekiyor.

Bu inkar problemi nasıl çözülür?

Bunu çözmek zor aslında. Başkalarını suçlamak var bunun içinde. Mesela suçu sadece petrol şirketlerine atanlar var. Ama siz de yaşam tarzınızla buna katkıda bulunuyorsunuz. Mesela jip kullanan birini görüp, 'Bak, o daha fazla benzin yakıyor' diyebilirsiniz.

Ülkeler de başka ülkeleri suçlama eğiliminde. Türkiye Amerika'yı gösteriyor, Amerika Çin'i gösteriyor. Türkiye 'Ben de kalkınmadan Kyoto Anlaşması'nı imzalamam' diyor. Bireyler de 'Tek başıma benim yaptıklarım ne değiştirir ki' diyor.

Bu aslında global bir trajedi. En başta bu inkar mekanizmalarına bir çözüm bulmamız gerek. Bu mekanizmaların hepsini Açık Radyo Yayıncılık olarak çıkarmaya hazırlandığımız 'Acayip Havalar' kitabında görebilirsiniz.

Bilmek istemediğiniz gerçekler bu kitapta

Kitabınızı anlatır mısınız biraz?

'Acayip Havalar' Kate Evans'ın yarattığı, Özlem Dalkıran'ın Türkçeye çevirdiği bir çizgi roman. Tarihin ilk küresel ısınma çizgi romanı. Bu ay içinde piyasaya süreceğimiz kitapta George Monbiot ve benim önsözlerimiz var. Kitabın sloganı 'Bu kitabı hayatını değiştirmek için kullan. Çünkü bundan sonra olacaklar senin şimdi neler yapacağına bağlı.'

Küresel ısınmanın tüm mekanizmalarını, sera gazlarının etkisini, bizi nelerin beklediğini ve neler yapmamız gerektiğini çok basit bir dille ve eğlenceli bir biçimde anlatıyor kitap. Ve inkarcılık mekanizmalarına karşı bizi uyararak, artık sorumluluğu elimize almamız gerektiğini anlatıyor. Kitap çizgi roman şeklinde ama içindekiler çok bilimsel. Bilmek istemediğiniz gerçeklerin hepsi bu kitapta.

Geleceğe sahip çıkmak için tedbirler

Bütün hükümetlerin derhal bilimsel bir hedef koyması lazım. 2030'a kadar dünyadaki ortalama sera gazı salınımının yüzde 60 azaltılması gerekiyor. Tedbir almamanın bedeli daha yüksek.

En gelişmiş ülkeler yüzde 90 sınırlamaya gitmek zorunda. Ama şu anda Kyoto'da öngörülen yüzde 5'lik kısıtlamaya bile gidilmiyor. Hatta Amerika'da yüzde 16 artış var. Türkiye de bu salınıma en hızlı katkıda bulunan ülkelerden biri olarak Kyoto'ya yanaşmıyor.

Ciddi enerji kısıtlamaları yanında hibrit arabalar, rüzgâr türbinleri, güneş panelleri gibi teknolojiler kullanılmalı.

Otomotiv ve petrol sektörlerinin uyanıp değişmesi gerekiyor. Örneğin 'agrichar' denilen organik kömür kullanılmalı. Avustralya'da bir konferansta bunun Amazonlar'da 7 bin yıldan beri kullanıldığı söylendi.

Araba, otobüs, kamyon gibi araçları yarıya indirmek gerekiyor. Bunun için hükümet yasakları ve teşvikleri lazım.

Binalarda yalıtım için hükümet talimat çıkarmalı.

Ağaç sayısının artırılması gerekiyor.

Karbon tutma ve gömme teknolojileri gerekiyor.

Medya daha duyarlı hale gelmeli. 'Küresel ısınma sayesinde Kuzey Kutbu da ticarete açılıyor. Küresel ısınma mini eteklere yaradı' gibi haberler anlamsız.

Bireysel olarak uçakla yolculuk yapmayı kesmek, çamaşırları daha düşük sıcaklıkta yıkamak, televizyonu stand by'da tutarak değil tamamen kapamak, su ve elektrik tasarrufu yapmak, evlerde çok iyi ısıtma ve yalıtım sistemleri kurmak gerekiyor.

Şair Berzan
Kayıt Tarihi : 16.6.2008 16:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Oğul Gençay
    Oğul Gençay

    *
    Önemli Not :

    İşbu yazının kaynağı ''www.hayvanozgurlugu.com'' isimli sitenin forum sayfalarındadır.
    Söz konusu yazının altında yazarlarını ve kaynaklarını belirtmiş olmama rağmen ya sistem, ya da sayfa editörleri tarafından belirttiğim kaynaklar silinmiştir... / Suçlunun(!) hangisi olduğu konusunda en ufak bir fikrim yok.../ Bu boktan durumun neden olduğundan ve de nereden kaynaklandığından da...
    Velhasıl-ı kelâm, durup dururken adımızı hırsıza çıkaracak olması ihtimalinden dahi korktuğum bu durumu ''Yetkili Şair'' olmadığım için düzeltme şansımın da olmamasından dolayı (maalesef) bu yorum kutusu altından yapıyorum...
    Yapıyorum; çünki yanlış anlaşılmalara mahal vermemesi adına bu uyarıyı yapmak durumundaydım... //

    İzanınıza...
    Dostlukla...


    Dip Not : Söz konusu yazılara ve tüm kaynaklara yukarıda verdiğim linkten ulaşılabilir.../



    B E R Z A N




    *

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Şair Berzan