Sus Kavaklı Dağı sus, konuşma n’olur
Süveri Deresi türkü söylüyor
Aşkın anam yüreğim yakıyor
Seni gidi Kavaklı, Kavaklı Dağı
Yaktın yandırdın beni Kavaklı Dağı
Dünya bu
Üzerinde insanlar
hayvanlar
bitkiler yaşar
Kimi düşünür
kimi veli
Boş yere hayıflanma
Tanrı ne derse o olur
Bu sabah çisil çisil yağmur yağıyor
Toprağın yumuşacık yüreğini öpen kuşlar
Coştukça coşuyor, türkü söylüyor
Erguvan çiçekleri, leylaklar açıyor
Birisi çıkmış meydana
Bende öyle ahlak var ki…
Hadi be sende
Sende ahlak yok ki
Güzeli olsun
Ben cömert bir insanım
Deniz dibinden fışkıran hiç ışık gördün mü?
Gördün mü söğüt dalları gibi inen yıldızları
Yaşlının gözlerindeki ucu belli olmayan ışıkları
Eğer görseydin yaşlının kusurlarını büyütmezdin
Eğer görseydin bakmazdın kem gözlerinle anaç ışıklara
Madem ki baktın taştan, tahtadan yapılmış gözlerinle
Sevdim seni sevdim güllerim gibi
Bana yuva kurma diyen olmadı
Aşkımı çalınca bir hırsız gibi
Gitme uzaklara diyen olmadı
Acılar içinde kıvrandım durdum
Kar yağıyor gözlerime
Soğuk üşüyorum
Sensiz bir şehirde
Sıcak kentleri özlüyorum
Gel diyorum gelmiyorsun
Sokaklar
Sonsuz yollar
Issız, mucurlu sokaklar
Boynu bükük insanlar
Yalnız ve mutsuz
Kızılırmak'tan gelen bir sevgi gibisin
Yeşil gözlü dilber
Alaz alaz büyüyen bir güneşsin
Güneşi aldım avuçlarıma
Yüreğim yanarken seni yücelttim
Bir dünya kuruldu o zaman
Tanrım küçüğüm ufacığım güçsüzüm
Dünyada ben nasıl yaşarım
Üzülme bebeğim dünya güzeli bir meleğin var
Yeşil gözlü sarı saçlı
O seni korur
Sana ninni söyler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!