Çocuktum gözlerim hep uyku sarhoşu, aşıktım!
Çelik çomak oyunlarında dizlerim yaralanmıştı,
Sevmedim sevemedim körebe olup gözlerimi bağlatmayı,
Hangi rüzgârda izlesem kokunu.
Hep başkaları geldi parmak uçlarıma,
Yoruldum uzakta bir sevdalı olmaktan, sevmekten.
Merhaba hüzün gözlüm!
Her nasılsa ve nasıl oluyor da?
Seni hiç tanımayan bu şehir,
Her nefesinde,
Seni hatırlatıyor bana.
GİDİN SİZİ SOYSUNLAR
Siz kafayı yemişsiniz
İyi saatte olsunlar
Yeni hoca'lar gelmiş semtinize
GÖZLERİ ÇOBAN YILDIZIM
Bindokuzyüzaltmışiki
Onaltı
Yirmi
BU GÜNDEN MERHÂMET
Sanmayın ki
Alçakların!
İçinde insanlık olacak,
Yüreğine bir hüzün takılmış
Demirlemişte
Mavisine gözlerinin
Bütün ayrılıklar
Plaklarda ayrılık şarkıları çalıyor
Bütün
AYNALAR YÜZÜNDE YÜZÜMÜ GÖSTERİR
Şiirle yaşadı ise ruh
Bunca yeknesak acıyı
Acısız yanışlara
AYRILIK BAHARDA YAĞAN KAR DEMEKTİR
Acının adresi,
Ayrılığın künyesinde yazılıdır da
Şerbetini içmeyenler bilemez.
Sakil makamda seslenir hüzün ağır yüküyle
Uzun voltalara dökerim içimdeki çaresizliği
Yırtar orta yerinden yalnızlığımı taş duvarlar
Ben; bendeki seni düşlerken,
Bendeki beni unuturum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!