sızısı kırmızılı yılkı atı
fırtınaya astığında ıslıklarını
yazı kışı yıkılmış anılarını alkışlarmış,
yanık sırtında ılık dargınlıklar
hatırlar(mıy) mış
sarısının yarısı yakılmış yıldızların Tarık’tan ayrılışlarını..
Tanrım anlatır mısın karanlığı
ayağı kırılmış atların sancılarını,
kıytırık sanrılar sarıyor yaralarımızı
kılıcımız kınında kıvranıyor
Tanrım aydınlatır mısın şafağımızı?
Kayıt Tarihi : 8.12.2011 21:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
E Tarık...

At tek başına alelade bir figür değildir.Büyük bir kültür mirasının sembolüdür bizim açımızdan.
Şimdi kafamın içinde onlarca içinde at geçen şiire cirit attırdı bu şiir.Biraz ucu bu şiirle benzer anlam ufuklarına açılan birisini olsun paylaşayım isterim.Ali Akın’ın bir şiiri var.Şöyle
Koşumsuz Atlar
Şakaklarımda kır atlar
Delice koşan
Ağızları açık, yeleleri savruk
Gözleri kocaman
Uykularımda siyah atlar
Göklerde uçan
Kanatları ışık, kuyrukları dik
Gözleri yıldırım
Kendimi gördüğüm düşlerde
Uçtuğum
Bazen yanıp kül olduğum
Anılarımda kızıl atlar
Damarlarımda rahvan
Gündüz gördüğüm ay
Üşümüş deniz
Yaprak dökmüş ağaç kadar dingin.
Ali Akın
Sayfasına sevgilerimi bıraktım şairimin.
TÜM YORUMLAR (1)