zamanın ince ince ördüğü
adaletsizliğin ağı
dört yanda
ölü bir çağın
soğuk ve keskin trajedisi
buzdan dikitlerle örülü gözlerimize
ya buzdan nehirlerin ağzından sel olup akıyoruz
ya da ateşten göğün altında yanıp
kavruluyoruz ismail
bu lanet dünyanın günahlarla dolu
her çatlağından sızan zulüm deryasında yüzen
masum ruhların çığlığını duymuyor kalbi taştan olanlar
ışığın o hareli kıvrak dansı çoktan bitti ismail
karanlığın içinde sıkışmış
bir kışa döndü
yazlar
bir çıkış yolu bulunmalı
bu başıboş dünyanın çılgın hallerine
zaman bir tık dursun yürümesin üstümüze
biraz nefes alsın yanan ciğerlerimiz ismail
bu dünya beni tartmıyor beni anlamıyor
diyen insan kendi kazdığı kuyunun
derinliğini neden
ölçmüyor
-neden
vakit tamam
sonumuz geldi ismail
kimyasal havuzlarda yüzdüğümüz
suların sığlığı kadar elimizde tuttuğumuz sağlığımız
geçen hafta iki komşumuz kanserden gitti
biri çok genç biri yaşlı
-üzgünüm
bunaldım hava çok sıcak ismail
serin bir yer bulup siper etsek gölgemizi güneşe
oturduğumuz yerden bir orman bir orman daha doğursak ismail
yemyeşil içinde envai çeşit ağaçlar ve çiçekler
mutlu yaşasa börtü böcek aslanı tavşanı
içimde garip bir his var ismail
sanırım birileri bizi izliyor
anladım orman ağaç yeşil kuş çiçek sözleri
orman sapkınlarını rahatsız ediyor
istersen biraz sessiz kalıp tehlikeyi
bertaraf edelim
- sessizlik
uyuma
uyan ismail uyan!
benim de gözlerim ağırlaştı
ama kirpiklerimi kaşlarıma astım - uyanığım
doğurduğumuz ormanlar büyüdükçe hava serinliyor
nefes alıyoruz be ismail nefes
oh ohh!...
dünya yuvarlak
yuvarlana yuvarlana dönüyor
benim başımda
bu kadar bol oksijene alışık değilim
hücrelerim hücrelerimiz yenileniyor
dur! dur! horlama ismail
uyan ve sessiz ol bir çıtırtı çıtırtılar duydum
bir kıvılcım gördüm
uyan! uyan!
doğurduğumuz ormanlar tutuşmuş
kaç ismail sen kaç!
kıvılcımlar eteğime sıçradı
ben buradayım
kuşlara ağaçlara sincaplara karıncalara
duman bizleri sarana kadar ninniler söylerim
gecenin karanlığında ateşin öfkeyle devleşen
dansını seyrederim
nasılsa ölüm geceyi uyutur
ve sabahın serinliği külleri alıp savurur
dımdızlak toprağın gözyaşı güneşte kurur
arapsaçına dönen insanoğlunun zihnine
her zaman birileri gelip çorap örer
örmeye devam eder
ama unutmayalım ismail
Tanrının yarattığı tüm renkleri
kim siyaha boyadı
kim ??...
biz unutsak da Tanrı asla unutmaz ismail asla !
....................
0108202510:14
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 14.8.2025 20:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!