garip bir yalnızlıktı kapımı çalan.ansızın yüreğime sızan.oysa ben kapılmazdım,kapılmak istemezdim aşkın bu sessiz yalnızlığına.
nerden gelmişti bu garip duygu.neden beni seçmişti.farkında olmadan yanlış bir şey mi yapmıştım.beni üzen veya ansızın mutlu eden o gizli güç neydi veya kimdi...
sessiz çığlıklarla geçirdiğim nice gecenin sonunda büyüdüm.ama ne büyümek.acıyla yoğruldum.her terkedilişte biraz daha yoruldum.içim acıdı,aşka,sevgiye muhtaç yüreğim kanadı durdu.
ne anlayan oldu beni,nede bu sessiz yaralanmaya bir dur diyen.revamıydı bu çocuk yüreğime.
güzel geçen her günün ardında karanlık,boğucu bir gecenin saklandığını biliyordum.bundan adım gibi emindim.ama yapabilecek hiç bir şeyim yoktu.yardım isteyeceğim,elimden tutacak hiç kimse yoktu.yardım eden tek bir insan bile.
içimde bir volkan var
anlatamam kimselere sızısını
dilimin ucunda yüzlerce sözcük
yüzbinlerce acı
yardım çığlıklarım kulaklardan silindi gitti
sesimi duyan yok...
Çeşit çeşit aşk yaşanır bu şehirde
İşkenceler yaşanır
Vücuda yapılan ayrı
Ruha yapılan ayrı
Ayrılıklar yaşanır
Sonsuzluğun koynundan kopup da geldim sana
Yüreğim öylesine aç ki aşkına
Ekle beni her saatinin ucuna
Uzak duramam senden biran bile olsa
Oysa biz yıllar önce bulmalıydık birbirimizi
Aşığım kızım sana
Ve her gün yeniden aşık oluyorum
Bakısındaki o ışık beni hayata daha da çok bağlıyor
Seni seviyorum melek yüzlü kızım
Hayatımıza girdiğin gün anladım ki
Hayatta sahip olunabilecek
Sensizliği tek başıma yaşamak/içimi acıtıyor artık
Bitsin bu yalnızlık/bitsin bu gözyaşı
Hayat Mahkemesinin Koridorlarını
Sensizliği Dolaşarak Arşınlıyorum
Bu Kötü Rüyadan/Bu Yalan Sevdadan Uyandır Beni
sen bilmezsin benim düşüşlerimi
sen görmezsin uykusuz gecelerimi
haberin bile olmaz ağladığımdan
hayat mahkemesinin koridorlarını
sensizliği dolaşarak arşınlıyorum
beni sensizliğe mahkum eden hayalini
her gece koynuma alıpda uyuyorum.
her kaybedişte yıkılan bu yürek
bu defa ayakta.
Dilekler Dilerdim
Eski Masalları, Anlatılanları Gerçek Sanarak
Sonra Bir Baktım Hepsi Yalanmış
İnanmıştım Ama
Masallar Beni Hep Kandırmış...
EN DEĞERLİME
KIZIM ECEM’E
Nerden başlamalı bilmiyorum doğrusu. Uzunca zamandır böyle bir yazı yazmanın düşüncesindeydim. Miniğim çiçeğim her şeyim. Kocaman kız oldun artık. 7 aylıksın. Her geçen gün yeni yeni şeyler öğrenip akşam eve geldiğimde beni şaşırtıyorsun. Anne olmanın dünyada sahip olunabilecek en güzel şey olduğunu fark ettim. Bir bebek sahibi olmak nasıl sorumluluklarla gelirmiş öğrendim daha doğrusu öğrendik. Sen öğrettin kızım. Sağ ol.
Seni öpmek, sana sarılmak, kokunu iliklerime kadar hissetmek nasıl muhteşem bilemezsin. Geceyi sevmeyen ben, şimdi dört gözle akşam olmasını bekliyorum. Senin için. O yosun rengi gözlerin için. Yumruk yumruk ellerini öpmek, tükürüklerle bezenmiş agularını duymak için. Yüzümü gözümü yalayıp yutman için. Seni sevmek lüksünü bana verdiği için ALLAH ’a binlerce kez şükürler olsun.
Doğduğun gün daha dün gibi aklımda! Hep kızardım “ Sezaryen ile doğum mu yapılır, insan kendi ayaklarıyla o masaya yatar mı diye”.Ama gel gör ki iri bir bebekmişsin ve normal doğamazmışsın. Büyük konuşmamak lazımmış. Sezaryen ile doğuma karar verdik. Biraz hamileliğin verdiği ruh hali (Çünkü çok sıkılmıştım koca karnımdan. Geceleri ter içinde ağlayarak uyanmalar. Sinir nöbetlerim, Ağlama krizlerim, kırgınlık, dargınlıklarım ve kimselerin anlamadığı ben) ile karar verdik.14.05.2005 Cumartesi günü sabah saat 9.00 da ÖZEL BATI BAHAT HASTANESİ’NDEYDİK. İşlemler yapıldı ve hazırlıklar için odama alındım. Herkes ordaydı. Benim ailem, babanın ailesi ve halamlar. Onları öyle topluca görmek moralimi birazda olsa düzeltmişti. Babanın halini bir görseydin. Telaşlı, ne yapacağını bilmeden sürekli eli ellerimde, biraz durgun biraz ağlamaklıydı. Beni çok seviyordu ve doğal olarak da korkuyordu. Beni sedyede ameliyathaneye çıkartırlarken babandı yanımda olan. Ellerini biran bile ayırmadı titreyen ellerimden. Ben ağlıyordum o ise güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama başaramıyordu. Oda ağlamaklıydı ama ağlayamıyordu yanımda. Çünkü morale ihtiyacım vardı. O buz gibi ameliyathaneye soktular beni, aşkım dışarıda kaldı, minik kızım benim içimde, bense o buzhanenin içinde yalnız kaldık. Sağ olsunlar çok moral verdi doktorlarım. Her şey güzeldi ta ki narkoz etkisini gösterene kadar. Sadece parmak uçlarımdaki karıncalaşmayı hatırlıyorum. Gerisi ise meçhul. 10.50’ de girdiğim ameliyathaneden 11.05’de bebeğimi 11.30 de ise beni çıkarmışlar. Bebeğim güzel, tombul, huzurlu, ben ise baygın. Ayılmaya başladığımda kimseler dayanamamış herkes ağlamış. Çok kötüymüş durumum. Ağrılar ağrılar ağrılar. Bitmeyen acılar ve yardım istemeler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!