5 Kitap " Tüccar Terzi" Şiiri - İbrahim ...

TÜCCAR TERZİ*

Uzun çarşı’da, köşe başında,
Mehmet Köksal usta’nın terzi dükkânı.
Kendi uzun boylu, elli yaşında,
Herkesin uğradığı yerdi mekânı.

Dört göz kumaş bulunur
Ustanın dükkânında
Sıra sıra, renk renk,
Desen desen olurdu.

Birinci terek de birinci kalite;
En iyisinden,
Beylere, paşalara layık(!)
İkinci terekte yünlü kumaşlar, kışlık;
Gözü gönlü aç oluyor demek ki
Niyette olunca şıklık (!)
Üçüncü terekte yazlık ketenler
Son terekte terilen pantolonluk var.

Tüccar Hasan Efendi ziyaret ettiğinde,
Ya da ceza hâkimi Cafer Bey geldiğinde!
Veyahut bir bankanın kasıntılı müdürü;
Hey anam hey!
Birinci terekten iner kumaşlar.
Övgüler Mehmet Usta’dan,
Çıraklarda acemice telaşlar.

Çamalan köyü’nden Ali öğretmen;
Müdür toplantısına inerdi şehre
Gelmişken elbise ölçüsü verir
Hem yazlık hem de kışlık
Tüccar terzi dükkânına.
Kışın soğuk olurdu ya Canik dağları
O zaman da yünlü kumaşlar çıkardı görücüye
Toplarken kumaşı yorgun kalfanın
Kesilirdi dizinin iki bağları

Kesealan köyünden Kara Hüseyin,
Yeni bir elbise diktirmek ister
Hem seyranlık hem de bayramlık
Keten kumaşlar atılırdı ortaya
Ucuz ve yeğin
Zira diğerlerinin kumaş bedeli,
Dikiş parasını geçerdi çoğu zamanlar.
Hem iyi hem ucuz olsun demişti
Karısı iki cümle arası;

Veresiye diktirecek Kara Hüseyin;
Bakışlarından belli
Ya mısır satımında verecektir parayı
Ya tütün tesliminde
Bu nedenle kesmek için yarayı
Peşinat yüzde elli

Hele bir de
Rabbim esirgemişse mahsulü o yıl
Gelecek yıla kalacaktı yarısı
O zamanlar gecikme faizi doğmamıştı henüz.
Hesap makineleri çalışmazdı şimdiki gibi
Borçlar defterde yazıldığı gibi kalırdı.
Çoğu kez elbise eskidiğinde,
Borcun kalanını alırdı.

Tüccar Terzi Mehmet Efendi’nin dükkânında
Kumaşta ayırım olsa da insanda olmazdı.
Her partiden müşterisi olurdu zira!
Tartışmalar ne kadar ateşli olsa da
Çaylar, ısmarlanırdı ardı ardına.
Demokrasi sınırlıydı herkese.
Bir Atatürk’e laf söyletmezdi
-ki mümkün değil-
Bir de Adnan Menderes’e.

Hoşgörü, gökyüzü kadar engin;
Samimiyet, güneş kadar sıcaktı.
Ne dostluklar biterdi sohbetlerde,
Ne de insanlık.