Çiçeğinin gamzesine yuvalanamayan bir baharı
Gönülsüz yazdı kalem
Hüznü gelin aldığından beri mürekkebine
Duvağını açıp kapar kelimeler
Acı ve haz birbirine b/akar
Yüreğime kulaçlarken
Ağ atmasın duyguların
Çırpınmak kanatır
Gölgelerimiz karargah kurar
Gölge bir hayatın ön sözüne saplı
kendi sunağıma okuyacağım söz diziminde
Ağzımda pervasızca bekleyen cümleler
hamle bekliyor hayata
Paradigmalarımı paraflayıp sunmalıyım
Sessizlikte üşüyen çıplak harflere
Anlamın yiterken
Sıcağında terlemiş cümleler giydiremedim
Ağırlamaya hazır değilim yokluğunu mısralarda
Bugün çilenin kabul günü
Atölyesinde işlensin diye elemlerimi topluyorum
Serdikçe tezgaha
Bu şehri kendime boyayacak kadar kırmızı salıyorum
Gözlerim firari bakışlarımdan
Bir gece düşün
O gecede bir güneş düşün
O güneşte ateş düşün
O ateşi yüreğimde düşün
Yüreğimi kül eden o ateşi düşün
Hep seni oturtuyor karşıma zaman
Hep seninle defnediyor günleri
Gecenin rahminde büyüyorsun
Rahmimde
Sonra kazıyorum ruhumdaki yatağını
Engelleyemiyorum
Bu kaçıncı firar edişim,
Tadımlık sevinçlere
Gülüşleri iştahsız yüreklerden
Kırıma uğramış heveslerim Tanrım
“aklın çoğalan telâşlardan bezgin
çığırından çıktı çıkacak İbrahim”
hafızanın dişleri yok
göz kapaklarını düşüremez gecenin rengi
I
Siretim parmaklarımda cümle cümleyken
Suretim ayak bileklerine varmak üzere yaşamın
Okuyup üflemeyle
Giydiremedi kendisini
II
O iyi bir şair, o özün ne dedini bilen, ayakları yere basan bir kalem, kalıcı olduğuna inandığım bir şair.
Başarılar diliyorum.