Uzanmış karşımda,
öylece bana bakıyor,
Söyleyecek ne de çok sözü varmış.
Elini hangi buluta atsa,
bir yağmur başlıyor balkonda ansızın.
Yalnız kimliksiz fesleğenler dönüp bakıyor.
'Bu gece yazamıyorum galiba' derken
düşüyor bu satır ve kalem tekrar idam ediliyor.
Oysa hava nasıl da açık,
mevsim yaz.
Şimdi yanımda, tam da buradasın
ama biliyorum uzun sürmeyecek.
Bitecek her an yanımda oluşların,
dudaklarımı öpmen bitecek.
Az da hain değilsin hani,
Şimdi ben,
sen olsam.
Nasılda severdim seni, bilsen.
Seninle içer,
seni dinlerim.
Kılı kırk yarar sendeki cesaret.
Bu sokaklar varya,
hani bu peşimizden koşan,
birde kokunu taşısalar senin,
sus pus olur sesim ceplerimde.
Nasıl birşeyse Haziranda,
Antalya limanında yalnızlık.
Bir ayağı Akdenizde bir masada,
kör kütükte olsan.
-hani masan da dolu sayalım.
Şimdi sana nasıl desem bilmiyorum,
çocuksuz bir baba gibi,
- hani iklimsiz olur ya onlar-
geldi oturdu masama kokun.
Bir bir anlattı bildiğim seni bana,
ne de çok kokun varmış senin.
Senin yerin bir başka bende
sicim gibi ince,
inadı inat bir sevda günlüğü.
Ne zaman uyansak gözgözeyiz,
sanki hiç uyumamış gece.
Dokuzuncu sene,
sanki ilk dakika,
tık tık gidiyor zaman.
Nice saatlere.
Tık, tık.
Galiba sen beni beğeniyorsun,
kaçamak bakışların hep ondan.
Gazete tutan ellerin ağlıyor sanki
bir telaştır yürüyüp gidiyor sende.
Nasıl da güzelsin sen,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!