Ağır mı ağır bir hava, ve hoparlörde bir şarkı;
Benden önce birisi geçmiş bu yoldan...
Saat 22.00, Mart 7, 2011 senesi...
Bir şişe şarap açtım
Sadece bize…
İnan sevgilim, tek damlasını vermem
Kimseciklere...
Adı Tigris,
Keşke sen olsaydın sol yanımda,
Sıcak sitemlerinle...
Hadi Tigris onun şerefine içelim
Korkmam senden, tanırım seni
Sen Kutsal mey, sen Rabbin kelamı
Sen ki kanı aşığın, ne sonsun ne de ilk...
Ben yoktum, sen vardın...
Kıyamete dek benden sonra da
Baki kalansın...
İster ışık yap beni, çıkar göklere
Yedi kandilli Süreyyaya ver gözlerimi
Bülbüllere müjdele dilimi...
İster kuru bir dal gibi at arzın merkezine
Öyle bir mahzen ki kor ateş...
O kızıl karanlık,
hasretin sana bakan yüzü gibi, sarsın bedenimi...
Sen, ey şarap, ey kutsal mey...
Sen ey günahım...
Ve her sevabın zemzem pınarı...
Al beni.
Ey Tigris, Ey İbrahim diyarı, ey Nemrut Kızı, Ey İmansız...
Ey aşkın dini, ey sevgili, ey zamansız...
Kork Allahtan...
Kızı mısın sen o diyarın?
Ellerin ak ak... Gözlerin bal,
Ve ölesiye uzak...
Hasret, ey zümrüt-ü Anka, ne ağır şeysin sen
Kim alırdı seni omuzlarına?
Ben aldım ya, iki büklüm...
Ah, hasret... sen ne tatlı şeysin,
Bir yüzün dost, bir yüzün düşman…
Kemiklerim çatırdar seni taşırken
Yok yok gözlerime bakma sakın
Süzülen iliklerimdir, göz pınarlarımdan...
Ah sonsuzluk, ah sevgili, ah yokluk...
Ah umarsız katilim benim...
Ah ölüm nerdesin?
Al beni, bittim...
Ah hasret, ruhum bin kez öldü, yetmez mi?
Şu can artık kaynağına dönmez mi?
Bir emanetin var…
Hadi gel de takas et onu
Hadi, pey biç ona
Hadi, sat onu…
Hadi, gelemem de,
Ruhum sana kurbandır
Hadi alamam de…
Melekler dans ederler, görürüm...
Çiçekler, ak omuzlarında şal...
Zümrüt ne ki...
Yeşil ki ne yeşil
ayaklarına koşar dağlar...
Bir kanlı duada
Vazgeçmişim her güzellikten
Gör artık, tül tül eririm...
Sana ulaşan her dilekten
Bin sevda devşiririm...
Al fırlat beni, taa ufka
Sekara ersin dinim,
Saf bedenim kalsın o taş sunakta...
Katran karası donmuş kanımdır
Senin o en renkli yanın
Korkma yedi karanfil açar mor mor
Bulursun onu, görürsün, bilirsin...
Her lahza ki bir kor,
Taa yürekten sevilirsin...
İşte böyle,
Ey candan akan zehir, ey hanımefendi...
Ruhumu gör artık,
Ki vücud anlamsız...
Yani et, yani kemik, yani ten,
O çizgiyi çoktan aştım ben...
Nazın hoş bir seda bana
Ah, bir bilsen imansız
Ah, bir gelsen zamansız...
Mevlana dostum,
Yunus arkadaşım,
Hacı Bektaş yoldaşım...
Dilsiz ceylanları sorma.
Ki onlar her akşam çölün türküsünü söyler bana...
Sen çölden haber ver,
O cinlerin dans ettiği yokluğu anlat bana,
Ne kadar yandın lal ağıtlarda,
Ne gördün, ne duydun orda?
Ama sen,
Sen nurum...
Gözlerim kamaşır sana dönünce
Saçında görürüm aşkı
Ve onurlu alnında...
Nurdan bir sevgi,
Sevgiden bir renk,
Bir zamansız dilek...
Bir taş olurum
Gelirim de yeter ki
Kör dileğimdir sevilmek…
(Ankara-Mart 2011)
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta