Dağlarında gül olaydım Sivas'ın
Ağacında dal olaydım Sivas'ın
Peteğinde bal olaydım Sivas'ın
Dağına taşına sor beni gardaş
Dağına gülüne sor beni beni
Onsekiz ağustos geldin dediler
Karşıma oturup derdim derdiler
Keder alıp bana umut verdiler
Canıma can kattı beyaz melekler
Gece bir ah dedim hemen geldiler
Yabana atmadım yad olur diye
Bilinmedi kıymetimiz kadrimiz
Hep boynumu büktüm ad olur diye
Bilinmedi kıymetimiz kadrimiz
Çöp taşıdım aşiyana haz ile
Uzatınca ona ben ellerimi
Bilmem tutar mı yâr yoksa kaçar mı?
Bir demet gül olup açsam bağında
Bilmem koklar mı yâr yoksa biçer mi?
Ve bir serap olsam yârin elinde
Bağrıma bastığım taşımsın benim
Su ekmeğin gülüm aşımsın benim
Onsekizinden sonra yaşımsın benim
Bir gül de gönlümde güller açılsın
Baharım çiçeğim gözümsün benim
Milletin sırtına bindi
Katillerle dağdan indi
Hem Türk hem Müslüman dendi
Riyakârimiş birisi
Nifak tohumları ekti
Zalım gurbet bana kurdu tuzağı
Uyhularda yakın ettim uzağı
Silemiyom gönlümdeki sazağı
Bir seni görestim bir de sılamı
Bir seni özledim bir de Sivas’ı
Uçan kuşla haber saldım
Gelmedi mi bir tanem
Gagasına mektup koydum
Vermedi mi bir tanem
Halin nasıl nicedir
Ne süs ne saltanat istemiyorum
Bu azap bu zulum bu çile neden?
Dünyada mutsuzluk ölümden beter
Bir yudum mutluluk istiyorum ben
Acılar çileler hep yumak yumak
Bizim eller yeşilliktir kır olmaz
Saklamayı bilmeyende sır kalmaz
Eser poyraz yağar yağmur sel dolmaz
Herkes bacı herkes gardaş yâd durmaz
Her bacadan duman tüter is çıkmaz



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!