sütunları devrilmiş bir bedenin
karmaşıklığını yaşıyor hücrelerin
ve tüm seslere yarı açık pencerelerin
rengi kaçmış yaşamın sol anahtarının
tiz seslerinden dökülüyor
gölgeler gözlerinin
kahvesine
-ağlama
-ağlama
duvarların
arasını besleyen köşelerin
hükümlü duruşu gibi mağduru
oynamasan da zor biliyorum
güçlü duruşuna
şükürler
olsun
yine
de
gökyüzünün
cam mavisini ve beyazını görememek
temiz havayı nefeslenmek yerine
hastane koridorlarının
kasvetli yalnızlık üfüren
ilaç kokusu
ağır mı ağır
-haklısın
-haklısın
özlediğin şehirler ne kadar ırak şimdi
sahil ve deniz kumsallar ve palmiyeler
sokaklar kaldırımlar niye kötürümcül
niye yol taşımıyor bu merdivenler
niye yıkık bu köprüler
yalnızlık çöreklenmiş ruhlara yazık
yolcu uğurlamıyor
bu odalar
-ölümden başka
dirayetsiz
bir çığlıktan ibaret gözyaşların taşıyor göğsünden
ağla! ağlayabilirsin doya doya
içini dışını yıkasın nehirler
seller
-anlıyorum
can sıkıntısını soyunup atmak
bir dağı silkelemek kadar zor
tüm günler hasım ruhuna artık
arzuların kısırlaştırılmış bir zorba
teessüflerin yük omuzlarına
-üzül
-incin ama
-yıkılma
hislerinin
kırılmasına hayallerinin uçuşup yok olmasına
meyil verme kader senin suçun değil ki
hâlâ gökyüzü gibi aydınlıksın
en iyi arkadaşın sensin yine
ruhunu ateşlemek için
geri sayıma başla-
-ya bilirsin
-kayıp değilsin
korkular acılar ve yalnızlık kol gerse de üzerine
bir nefesin yeter bir sen yetersin dünyalara
tesellisi mümkün bir yaşamın içindesin
-pencerelerini aç
- aç göğsünü
-uzat ellerini
kuşlara
bak yemyeşil ağaçların tepesinden
Tanrı ışığını gürül gürül sürmeliyor
kahverengi gözlerine
05052024
15:41
Ayşe Uçar
Kayıt Tarihi : 30.9.2025 21:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!