“Bu nasıl bir terazidir hafız… Tartmaya terazim yetmiyor, gömmeye arazim yetmiyor.”
İnsanın hayatında öyle yükler olur ki, onları tartacak bir ölçü bulunmaz. Vicdanına ağır gelir, aklın kavrayamaz, kalbin taşıyamaz. Sanki terazinin kefelerine koysan, taşar da taşar; ne denge kurulur, ne adalet bulunur. Çünkü öyle şeyler vardır ki, sıradan bir hata ya da küçük bir dert değildir; insana ömür boyu eşlik eden, nereye gitse peşinden gelen bir vebaldir.
Ve bazen, insan gömmek ister. “Toprak örtsün, sessizlik sarsın, derinlikler saklasın” der. Ama öyle acılar, öyle günahlar vardır ki; toprağın genişliği bile yetmez. Nereye gömülse taşar, nereye saklansa ortaya çıkar. Çünkü bu yük, insana yazılmış bir kader gibi sırtında taşınır; ne terazide hafifler, ne arazide kaybolur.
İşte o söz, tam da bunu anlatır: İnsan bazen öyle bir şey yaşar ki, ne tartmaya bir terazisi yeter, ne gömmeye bir arazisi. Yük kalır kalpte, dert kalır canın içinde, vicdanın en derin yerinde. Ne zaman azaltır, ne mekân unutturur. Öyle ağırdır ki; insan sadece taşır, ama asla kurtulamaz.
@dsız..
Kayıt Tarihi : 24.9.2025 20:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!