Tan ağırmaya yakınken
Acılarını unuttuğum acıtan bir unutmadır.
Uzağında salgın bir özlemle yanar gözlerim
Dökülür gergin ve yassı yolların sabır boncukları
Kavuşmak ve gerçek aklı kandırmaktadır.
Akran olmamıza bakma
Sen ve ben farklı kundakdayız
Soluğa kavuştuğun anda
Tükeniyorum
Başlıyorsun da
miladımsın
ardında bir parkta yitirilmiş çocuk ürkekliği
sarp bedeninde güçlü korkularla sıkışık son yüzyılım
kaç ömre sığdırılır hasretin
kaç sabah gözlerimde şapaklanan gözlerin yıkanır
Evlerde aynalı bir gardıroptur odalar
Camlarında siyah gölgeler tenin utangaç katranı
Bazen zikri bir şair silüeti loş ışıklarda duman
Ses ve çizgide anlam çökerten sis
Bazen kahir bir adam bağırtısı
Gişeler önünde bekleyen
Ünsüzleriz
İsmini bulmak için
Sedalar satın alan
Başka şehirlere bırak dönüşleri
Taşıtlar konuşunca susar yolcu
Yayalara karşı.
Çirkindir motor, kürekler de öyle
Denize karşı.
Kim bu yüzsüz rüzgarda yol bulup gidecek yüzgörümlüğüne
Bir kaç koru da kalmış olsun mangalında
Elleri mi yansın üşüdüğüne
Soğuk gülücükler kuşanmış sokakaraları
Hışımla etrafa savrulan sevilmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!