dün,
ziyarete gelmiştim seni
odanda yalnız başına
sanki beni bekler gibiydin
incecik ipek gömlek içerisinde
dışarıya çıkmak için
neredeyse yalvaran göğüslerin
düğmeleri koparacaktı...
yavaşça kaldırdım tutup elinden
kısacık eteğinle canım
aklımı başımdan aldın
nede güzel görünüyordun
bal dudakların bir anda
aldı dudaklarımı benden
sonra kavuştuk birbirimize
sımsıcaktık ikimizde
yanıyorduk bir kor ateş gibi....
duvara yaslanmıştın
ellerim yavaşça gezinirken
bacaklarında,
yukarılara doğru tırmandı birden
nefes nefeseydik ikimizde
bu yangını sevdiğim
hangi çağlayanlar söndürürdü
hangi nehirlerin suyu yeterdi.....
kalbim kafesine sığmıyordu
gencecik bir kadının ellerinde
eriyip gidiyordum ben
tam tanganla ellerim yan yana geldiğinde
kapı açıldı birden
ak sakallı ihtiyar
“aç tavuk rüyasında darı görürmüş”
dedi ve rüyada orada bitti.........
üzgünüm sevdiğim
üzgünüm bal dudaklım
yine çağlayamadım sımsıcak teninde
rüyamda bile kavuşamadım sana
üzgünüm senden izinsiz
duygularımıza tecavüz ettim
ancak bir şey yapamadan
ileri gitmeden yani
uyandım..........
en çok aklımda öpüşlerimiz kaldı
daha ilk karşı karşıya geldiğimizde
titrek sesle çarpıştı sesimiz
ve birleşti dudaklarımız
taa ki ak sakallı gelene kadar
ayrılmadı dudaklarımız
ben hala orda kaldım
bal dudaklım, bal dudaklarında.....
KRAL SERGİN KÖLN
29-04-2003, 20:33
Erdal İrfanKayıt Tarihi : 12.7.2006 15:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

açıkçası sadece bir mısra beni çekti,
diğer kısımlar daha kapalı anlatılmalı ki estetik bir şey oluşsun.
'hangi nehirlerin suyu yeterdi'
TÜM YORUMLAR (1)