Hazırlar sana yuva gibi iki metre bir makber
Bekler beni rap rap diye, asker olmayan asker,
Sana dar gelmez mi o ahvami beşer.
Üzülmüş Peygamber belki de seni bekler.
Pusuya yatmış iki bomboş kafa,
Sönmemiş yarası iki pak bir ana,
Anlamıyorum nedir bu boş mana,
Uzanmışım şurada bir soğuk taşa.
Düz tepside üç kap sade bir yemek,
Elbette bize düşen elbette şükretmek,
Nöbetçi atar sana ufacık bir kelek,
Elbette seni bekler güzel bir melek.
Ne bir kalem var, ne de bir kitap
Masan pislik içinde, üzerinde kap kacak
Çöplerden dağ olmuş, gir şu mutfağa bak
Ey öğrenci kardeşim, bu nasıl bir hayat
Mühendis ya hepsinde, bir bilgisayar hak
Neyi mi vardı, güldürme Kemal ilahi!
Gariban halkı, tatminkar bir avamı
İzzet, şeref, iffet, namus ve hiddeti
Silahı yok belki ama cesur bir neferi
Gözü yaşlı annesi, yetim bir çocuğu
Özlenen bir refika, hem belki namusu
Ey insani beşer, rehavette olma
Cüretkar ol ama, asla emin olma,
O eski günler rücu etmez sanma,
Emanettir ki bu, kalıcı sanma.
Aman dikkatli ol, rehavette olma
Kafa önde gidiyor beş onbeş baş
Merhaba desene dostum, ey eski arkadaş
Bakıyor yandan, naif bir candaş
Uzat şunu kardeşim, buradan bir beşiktaş
Ey işçi kardeşim burası SOMA
Burada ne sopa var, ne de bir TOMA
Biz madenlerdeyiz, siz sokaklarda
Bize garibandık, sizeyse zevk-ü SEFA
Yukarıda hayat var, nefessiz kalma
Adın ne Mehmet, ne de bir koca Sultan
Heybetinin ardında, görünmez bir endam
Sözlerini tuttukça, bu millet sana hayran
Adamsın sen adam, Allah'ına kurban
Adamsın sen adam, Recep Tayyip Erdoğan
Ey yüce hizmet, ey ulu cemaat
Bumuydu hizmet, bu muydu zanaat
Şu kalbim incelmiş, kırılmış bir zat
İşiniz gücünüz, her zaman menfaat
Hep bana rabbena ile olmaz bu işler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!