Taşı Toprağı Altın Şehir Şiiri - Ekrem Ç ...

Sen taşı, toprağı altın şehir
Çatlamış dudak susamış nehir...
Dört gözle beklenen kurtuluşun sesi
Çırpınıp durana Hayat Busesi...

Duyan koşar adını duyan koşar,
Sende cenneti yaşar, umudu yaşar...
Adın bir besmeledir dudaklarda,
Seninle büyür bebeler kundaklarda...

Dayanır kapına zafer orduları, umut orduları,
Nerde onlar şimdi asırların ihtiyar çınarı...
Mecnunların Leyla'sı, Leyların Mecnun'u,
Ressamların Yasası, Ozanların Kanunu...

Çocuktum seni görünce, korktum ürperdim, yutacak sandım,
Büyüledin. Yürek vuruşlarına baksana, görkemine kandım...
Kaçmak uzaklaşmaki,stedim bir anda,
Dayanılmaz bir cazibe vardı, Boğazın sularında...

Doldurmuş kucağına, uzatır güllerini,
Bulutlar hep sana, sana açıyor ellerini...
Süsledin Fatih'in süsledin düşlerini,
Çağlara taşıdın en büyük işlerini...

Kurulmuşsun bir gelin gibi, dünyanın merkezine,
Gökkuşağını sunarlar sana, kapanırlar dizine...
Bir elinde Marmara - Adalar, Boğaz - Hisarlar bir elinde,
Korkar gecelerden yapa yanlız, üşür fenerlerinde...

Bir ayağın doğudadır, bir ayağın batıda,
Ne paşalar Padişahlar gitti, bitti Hakanların saltanatıda...
Bir gözün kuzeydedir bir gözün güneye bakar,
Ne ister dünya senden? Eski ateşi yakar...

Kız kulesi oturmuş üsküdarın kucağına,
Saray burnu öpücükler kondurur dudağına...
Anadolu akın akın Haydarpaşada, titrer sırada heyecanlar,
Kadıköy- Moda uzatır ellerini, onları Topkapı- Harem anlar...

Eteklerinde surlar ağlıyor, iki büklüm olmuş,
Yazgın değil bu keşmekeş, bu trafik, bu dolmuş...
Vapur çığlıkları deliyori dinle bak göklerini,
Yaşam uzanmış öpüyor, o nasırlı ellerini...

Süleymaniyeden uzanır, iner tepelerinden Sinan,
Sıraya dizilir laleler güller, imrenir imrenir cihan...
Gelir yüreğini avuçlarına koyar, tik - tak tik - tak,
Özlem duyduğun yerdedir, Eyüp sultanın acıların bak...

İner Fatih'in gemileri tepelerden Dolmabahçeye,
Denizler çıkmıştır, Barboros gibi yiğit görmeye...
Bilirim Taksim'de acı tatlı anılar saklı,
Bilirim Beyoğlu'nda - Galata'da hep alemin aklı...

Arka sokaklarında umut gecenin misafiri,
Kucağında duygu sömürüsü, dilenir biri...
Cerrahpaşa'da ağlar zamanın son dakikaları,
Şişlide ümidin eline tutunur, yaşam kırıntıları...

Osmanlıdan kalma, ahşap-yıkık konakların,
Öyküsünü aşkını saklar orda yaşamış canların...
Göz yumma mikroplara, kirletmesin kanını,
Iskalamasın yaşamını insanların, acıtmasın canını...

Piyerloti aşkını anlatır, dinle der Altın Boynuza,
Şarkılar söyler,şiirler yazar Haliçteki genç kıza...
Hapsedilmiş kristal bir kürede, değerler ve barışta,
Kapalı çarşıda insanlar yaşam denen savaşta...

Kandillerin ellerinden arşa gider dualar,
Eksilmesin göklerinden hep çınlasın ezanlar...
Madde boyutunda, bir kaşık suda boğulurda kulların,
Paylaşımı sevgiyi anlatır Yedi Kollu Çınarın..

Eğilirde bulutların, bindirir terkisine,
Martılara el sallarım, aldırmam öfkesine..
Yıldızları topladım, taç yaptım altın saçlarına,
Öpücükler kondurdum Boğazın Gözyaşlarına..

Başında meşaleler, lalelerin koynunda uyuyordun sessizce,
Yeni doğmuş bebek gibi, adeta bir bilmece..
Arındım, yıkandım sularında, mana boyutuna geçtim,
Gölgende bir çekirdek, sanki bir hiçtim..

Unutma can suyu unutma, Sevginin Yaşındayım,
Huzurunu çaldırmam, rahat uyu öyece başındayım..
Sen taşı - toprağı altın şehir,
Çatlamış dudak, susamış nehir! ..