Tanıyorum seni!
Evet, evet tanıyorum…
Yüzlerce şiir önceydi karşılaşmamız,
bir kitap ayracında unutulmuş bir bakıştık biz,
bir pencerenin ardında,
yağmura değmeden ıslanan gökyüzüydük,
aynı anda farklı dillerde sustuk,
“seviyorum” diyemedik,
ama aynı yerde çarptı kalbimiz.
Tanıyorum seni!
Evet, evet tanıyorum…
Bir gülüşe yaslanarak açıldı yollar,
ilk sen öpmüştün gülüşümden,
dudaklarıma değil,
gülüşüme değmişti nefesin,
ve ben anladım,
insan bazen kahkahasında bile öpülür.
Bunu başka kimden öğrenebilirdim?
Tanıyorum seni,
çünkü ben seni,
yeryüzünün bütün telaşlarının arasında
durdurulmuş bir nefes gibi tanıdım.
Ürkekçe sevdik birbirimizi,
ama sahici,
çocuğun ilk adımı gibi,
kanayan dizeyi gizleyen bir çocuk gibi,
gülerek yürüdük üstüne korkuların.
Tanıyorum seni!
Evet, evet tanıyorum…
Senin gözlerin bir dil,
benim gözlerim bir tercümandı,
kelimeler sustu,
ama gözlerimiz ezberledi birbirini.
Bir fısıltının bile gölgesinde büyüdü sevdamız,
bir suskunluğun bile yankısıydı varlığımız.
Biz birbirimize kelimeyle değil,
susarak “gel” dedik,
susarak “gitme” dedik,
susarak “buradayım” dedik.
Tanıyorum seni,
çünkü ben seni rüyalarımda değil,
uyanıkken gördüm,
gözüme giren güneşle birlikte bildim,
gökyüzünü bölen kuşların kanat sesinde işittim.
Sen, sokak lambasının altında üşüyen ellerimdin,
sen, kahve telvesinde gizlenen tesadüf,
sen, bir tren garında adını bilmediğim bekleyiştin.
Tanıyorum seni!
Evet, evet tanıyorum…
Bir ekmeği bölüşür gibi bölüştük sevgiyi,
bir türküyü mırıldanır gibi tuttuk birbirimizi,
bir yağmurda ıslanır gibi ıslandık sevdadan.
Tanıyorum seni,
çünkü sen bendin,
ben de sendim.
Ne zaman aynaya baksam,
bir parçamı senin bakışlarında gördüm.
Ne zaman adını unutsam,
kalbim adını bana fısıldadı.
Yüzlerce şiir önceydi karşılaşmamız,
o günden beri her şiir sana çıktı,
her mısra senin adını sakladı,
her virgül nefesini taşıdı,
her nokta dudaklarının ucunda durdu.
Tanıyorum seni!
Evet, evet tanıyorum…
Sen ilk öpen gülüşüm,
ben ilk konuşan suskunluğunsam,
daha nasıl tanımam seni?
Sen kalabalık içinde en sessiz çığlığım,
ben yalnızlık içinde en yüksek yankınsam,
biz birbirimizi böyle öğrendik.
Ve şimdi,
kaç şehir geçersek geçelim,
kaç dil susarsa sussun,
kaç yol ayırırsa ayırsın bizi,
biliyorum ki:
Tanıyorum seni!
Evet, evet tanıyorum…
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 2.9.2025 18:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!