Ömrümü değirmenin de
öğütme sevdiceğim.,
senin sevgin
bir türlü..
Oysa ben seni
.............. gidiyorum günsüz gecelerde.,
.................
......................
konuş yek başına
geç köşesinden
kurum kılıklı sokağın,
Tırmaşık kuşusun
larvalarını bırakırsın
denizlerimin üstüne,
yakamozlarımdan
havalanır sonra
uçar geçer ateşböceklerin
Çocuk uykularım da
çığılda tarlakuşu,
yüreğimi incit
dut dallarında.
Günler nasıl geçiyor diye sorarsan,
nasıl geçsin?
Çakıldık kaldık karaya...
Algarnalar tırmalar tarar
kumlarımı,
Bir pazar,
kapına vurur
hasret dağıtıcı kılığın da.,
anılar..
Son gördüğüm kutsal olan; Gözleriniz..Sizin ırınız benim gülayım, gönül ergensi onmazları tilciklere giydirmektir; Boran kış kasrlarından uzak dalgın iki koy arasında çapa bırakıp yönsel bir kargaşa içine girmezden, poyraz öncesi gemilerin seyirlerin de...
Bulutsu akşamüstüler koyun grisini ve mavisini martı döşlü ğöğün alıp giderken hayretim olan,bir ara sevi düşen davranışlarımıza engin hoşgörüyle yaklaşıp duru tadını birbirimize yansıtmamızdır.İşte o an ne seneler öncesinden siz bana tanışsınızdır nede ben ılgımıma ozanımdır....Ve hatta bana sizin teninizcesine kokan duygularımda yitirmiştir kendisini.Öyle ki alav alav asfaltların yalıncak ayaklarımı yalayıp geçtiği denli acılarımın birinci dereceden unsurlarısınızdır....Neden mi? Son gördüğüm kutsal olan; Gözleriniz..Ve ben onlara bakarken ölür gibiyimdir.
Sonra dişlerimiz de kemirirken mağrurlaştırdığımız elmaların dallarından koparılışlarıyla yada yokluğun boşluğunu bilirsen eğer., ansıyabileceklerinin en derin kısmına çivileyip, günlük olayların tuvalin de ki yanyana duruşlarımızın kadir kısmetsiz zıtlığıyla ayrılırız ikimiz. Bilmem sizin sarı saçlarınızın dip aralarını irkiltip,damarlarınızı yığın dem dolduran ve ayırdına varıldığında bitevi göz yaşı dökülen ömür parçasıyla özdeşiyor mu bu duygu? Ama ben bu tür ayrılışlarda terinizin bir damlasını andıran taraflarınızı götürüyorumdur hep, odunuz baskın verirken içip rahatlamak için....Şimdi de susuzluğumun, kurumasının damarlarımın, kofulaşmasının dallarımın, sararmasının yapraklarımın birinci dereceden unsuru olmuşsunuzdur artık. Neden mi? Son gördüğüm kutsal olan; Gözleriniz... Ve ben onlara bakarken ölür gibiyimdir.....
Biliyorum bağışlamayacaksın beni,
biliyorum suçlu benim
memleket sevdam
bu ayrılıkta.
Benim sevdiğim
kadın;
günlerimin kararması,
gecelerimin ağızına
kilit vurulması,
şaşkınlığının
Sesin ne güzel..Duru akıcı,
göz pınarların içim kadar.
Çiçeğim gülüm, ayım gülayım
günlerden pazar;
Seninle geçirdiğimiz pazarları saysak....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!