"BEN" i sustukça aslında "SENİ" kusarım.
Ufuk çizgisi mi desem önümde,
Kalp ritimlerinin atmaz olmuş bitiş çizgisi mii,
Yoksa suskunluklarımın içime akıttığı sellerin yıkıntılarının izi mi bilmem Ammaa, ben yüzeyselliklerin her şeyden bîhaberliğini kusarım.
Gecelerin gizleyemeyip fena İZlediği,
İzlerken fena közlediği kalbimde büyüttüğüm
isyanlarımın tırnaklarını yastığıma gömüyorum.
Gözkapaklarımın altındaki alev alev yangınların isyanlarını
SANA haykırıyorum TÜM SESSİZLİKLERİMLE!
Bu sefer ve her sefer,
çok masumane dileklerimle ölüyor ve ardından doğuyorum.
Göz pınarlarının kuruntusu,
kalbin buruntusu ve ümitlerin vuruntusu içinde,
BEN içinde BENİ,
Ben sustukça SENİ GİZlemekte,
Gizlerken de olmamışlıkları özlemekte.
Sağdan soldan melodisini duysam da a'la-turka tesellilerin,
Ben o tesellilerin, 'vura vura sahile,
Yuvarlattığı çakıl taşlarının' şekillerindeyim.
Başlangıç tesellilerinin tanımlanamamış "Elementeri"
Versiyonlarını duydukça gülümsemekte
"edvensıd" lakırdıların belini büküp
eni yetmelerin basitleştirdiği,
iki nokta üst üste koyup
bir tire çizip ardından
kapa parantez yapıp gülümseyerek
ve içinde gizlediğim kızgınlıkları
ve isyanları sana haykırmak istiyorum
içimdeki volkanların özünden gelen erintilerle.
Sen konuş bütün basitliğinle,
ben susarım enDERÛNÎliğimle.
Sen konuş trajikomikliğinle raksetsin kelimeler,
ben susayım şimdi, mat etsin seni SESSİZLİKLER.
ahmed emin fidan
30/01/2011 balıkesir
Kayıt Tarihi : 30.7.2013 23:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!