Sen susacağım diyorsun ya…
Aslında en çok konuşması gereken benmişim, farkında mısın?
İçimde kırılmış binlerce kelime var, dökülmeyi bekleyen.
Ama olsun, alıştım… Hep kendi kendimi tamir etmeye, kendi içimde haykırmaya.
Yine öyle olacak.
Sen susarken ben kendi içimde cayır cayır yanacağım.
Senin için birkaç hafta sessizlikmiş…
Benim için içinden çıkamadığım bir yangın, her saniyesi kalbime dokunan bir bekleyiş olacak.
Sen içini rahat tut, olur mu?
Sen mutluluğunu yaşarken, ben zaten çoktan kabullendim yalnız yanmayı.
Zaten hiçbir zaman kolay sevmedin, kolay kalınmadım.
Hep biraz eksik, hep biraz yarım bırakıldım.
Ama olsun bunuda yutarım kendi içimde yaşarım sonra gizlerim birşeylere gülünce sen yine yanlış anlarsın kurarsın kafanda birşeyler oysaki ben içimde boğuşuyorum kendimce
Kendine yetmeye, içini susturmaya, gözyaşlarını içine akıtmaya…
Sana kırgınım, evet.
Çünkü ben senin “suskunluğunda” bile sana ses olmaya çalıştım.
Ben seni hep sen benden kaçarken sevdim.
Ama yine de içinde umut taşıyorum hâlâ…
Çünkü bazı sevgiler, küserek değil, dua ederek kalır içinde.
Ve bil ki, ben bu hayatta en çok seni sevdim.
Benim sevgim gibi sevilmedin hiçbir zaman, hiçbir yerden.
Ama ne gariptir ki…
En çok da sen şüphe ettin sevgimden.
Neden hep en çok seven yara alır?
Neden en çok inciten kadınlar değerli kılınır bu hayatta?
Eğer ben öyle biri olsaydım, emin ol susan taraf asla sen olmazdın.
Yazık… Bunca zamandır en çok beni sevenin ben olduğuna inanmamışsın.
Gideceksen git o kadına zaten hiç gidemedin ki…
Ama bil ki, ben seni hiçbir zaman uğurlayamadım.
Sadece beklemeyi öğrendim.
Kırık kalbimle, sessiz dualarımla…
Her şeye rağmen iyi olmanı istemekle.
Ben sana kötü bir niyetle yaklaşmadım hiç.
Sana zarar vermek aklımın ucundan bile geçmedi.
Senin mutlu olman için dua ederken, kendi içimde darmadağın oldum ama yine sustum.
Ses etmedim.
Benim kalbimle oynamadığını düşündüm hep.
Ama şimdi soruyorum kendime:
Bir insan severken gerçekten bu kadar görmez olabilir mi?
Ben seni sadece sevmekle kalmadım,
sana inandım…
İnandım ki “bu çocuk farklı, bu çocuk kalbimi yormaz” dedim.
Ama en çok sen yordun.
Bir gün sıcacık yaz gibi,
bir gün buz gibi kış oldun bana.
Senin bir sözünle gökyüzüne çıkan kalbim,
bir diğer sözünle uçurumlardan düştü.
Ben seni sadece sevmedim, sana güvendim.
Ailemi bilerek, dualarımı içirerek sevdim seni.
Kirli bir sevgi değildi benimkisi…
Temizdi, tertemizdi. Belki de bu yüzden bu kadar canım yandı.
Sen gözümde yüceydin.
Bir adamdan öteydin, dua kadar yakındın.
Ama zamanla fark ettim ki; ben senin her halini severken,
sen sadece kendi ihtiyacını sevdin bende.
Ve ben, tamamlanmamış bir sevdanın ortasında
en güzel yanlarımla yarım kaldım.
Bak şimdi…
Ne küfredecek bir kinim var ne de övülecek bir umudum.
Sadece içimde kanayan bir yer var,
ve senin suskunluğunla her geçen gün daha da kanıyor.
Ben seni bildiğim her güzel şeyle sevdim.
Safça, çıkarsızca, gururumu bile göz ardı ederek.
Sadece sevip, sana iyi gelmek istedim.
Ama şimdi soruyorum:
Beni böyle yarı yolda bırakmak…
Yakıştı mı sana?
Ve bir şey söyleyeyim:
Ben susmayacağım.
Çünkü içimde bir sevda var, sustukça çürüyen.
Ve ben susacak kadar vazgeçmedim henüz senden.
("SANA" ile başlayan başlıklı yazım vardı eğer hepsini okumuş olsaydın sonuna kadar tek taraflı bakmadığımı anlardın demişsin ya sanki ben tek sarılmışım öpmüşüm gibi... Cevabı oradaydı zaten ben senin için noktasından tut virgülüne kadar yazıları layıkı ile yazıyorum sadece okuyacaksın gel gör ki özet geçmişsin.... Ama senin ve ailemin hatta en sevdiklerim üzerine yemin ederim ki sarılmak öpmek ve dahası bunlar sana çok iyi geliyordu seni gözeterek kendimden vazgeçtim baktım ki mutlu oluyorsun o şekilde devam ettim çıkışta yanlız giderken bile hep onu düşünüyordum öyle davranınca mutlu oluyor sabahına mutlu bir şekilde kuruma gelir yine aynısı olsun istedim hep kendimi hep Feda ettim başkasıyla olduğunu bilmeme rağmen seni öpen seni seven ilk kadın olmadığımı bilmeme rağmen kendimden senin için ben vazgeçtim... Ve dahası bu adam benim ilerde evleneceğim adam olacak ümidi ile yaşadım çünkü anlattığın kadarı ile yanındaki ile eskisi gibi değildin seninle evlenip hayallerimizi gerçekleştirmek ümidi ile yaşadım ben ama yazdıklarına bakılırsa hayaldi hepsi kendi içimde yaşadım kendi içimde büyüttüm ve kendi içimde kahroluyorum... Ben seni herşeye rağmen kabullendim herkese rağmen kimseye kulak asacak halimde yoktu sevmekte bunu gerektirir herkese başkaldırmak sevdiğin insanı önceliğin yapmak onu herkese karşı savunmak onun için mücadele edip savaş vermek... Ama umutsuzluk bıraktın içimde bu arada vicdanım rahatsız oda şu konuda seninle herşeyi yaşadım gün gelir hayatımdaki adam sen olmazsan işte o zaman vicdanım sızlayacak herşeyi seninle yaşadım seninle devam etmeyen hikayem olmazsa benim içim paramparça olacak...)
İçin rahat olsun birkaç hafta göreceksin beni, sonra yokum için rahatla gönlünü de ferah tut günleri say, say ki biran önce çabuk geçsin senin için o zaman tamamı ile susacaksın... Birkaç hafta daha göreceksin beni. Sonra yavaş yavaş silineceğim.
Ne sesimi duyacaksın, ne varlığımı hissedeceksin.
Senin için kolay olsun diye, seni yormamak içinde hergün takvim tut.Say günleri hatta bugünden itibaren başla başla ki bir an önce geçsin senin için…
Çünkü o gün geldiğinde, Ben artık tamamen gideceğim. Ve biliyor musun? Bu suskunluğun ardında ne nefret var ne öfke… Sadece sen iyi ol diye
Sadece içimde taşıdığım ama karşılık bulamayan bir sevdanın ağırlığı. Benim yokluğum seni özgür kılar mı, bilemem… Ama benim varlığım seni hiç boğmamıştı. Sen sadece yanında duran,
hiçbir karşılık beklemeden seven birini kaybettiğini çok sonra fark edeceksin. Ama olsun…
İçin rahat olsun yeter ki sen mutlu ol. Senden bir isteğim var kızın olursa ileri de adını Berfin koyma hayalimi onunla yaşama dayanamam… seni hep sevdim ve seveceğim seviyorum)
Kalbi Kırık 3
Kayıt Tarihi : 18.5.2025 13:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.