Suskun Topraklar Şiiri - Rasih Hacıkadir ...

Rasih Hacıkadiroğlu
19

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Suskun Topraklar

Demirci Akıncıları: Suskun Toprakların Yükselen Nefesi
Yağcı dağında süzülür al, al açan gelincikler,

Yaylasında bembeyaz kardelenler onları gözler,

Yok mudur bir yiğit şu palikaryaya kurşun atar,

Ulus dağından gelen mavzer sesleri eşe dosta selam çakar.

Yıl 1919…
Yurdun dört bir yanı karanlığa gömülmüş, Osmanlı'nın tuğrası silinmiş, minareler susmuş, köy meydanları sessizliğe bürünmüştü. Anadolu'nun kadim topraklarında doğan umut, şimdi zalimin postal sesleri altında eziliyordu. İzmir’in işgaliyle başlayan acı, Ege’nin dağlarında, ova köylerinde, kıraç tepelerinde yankılanmaya başlamıştı.

İşte tam bu zamanda, Manisa'nın Demirci kazasında, yürekleri imanla, vatan aşkıyla tutuşmuş bir grup yiğit, sıradan halktan, köylüden, zanaatkârdan ve öğrenciden oluşan bir müfreze kurdu. Adlarını “Demirci Akıncıları” koydular. Çünkü onlar, birer isimsiz kahraman, birer suskun fırtınaydı.

Dağların Ardında Yanan Alev: Demirci
Demirci merkezinde toplanan bu yiğitler, çarıksız ayaklarıyla ama dimdik duran başlarıyla kurdular mücadele ocağını. Her biri bir köyden, bir mahallenin kıyısından gelen bu insanlar; Ahmetler’den, Kılavuzlar’dan, Örücüler’den, Akdere’den ve Kazancı’dan gelen derviş sabrındaki adamlardı. Kimisi marangozdu, kimisi çiftçi, kimisi daha çocuktu.

Kimi geceler Pulluca'da, kimi sabahlar Tepeköy yamaçlarında gizlendiler. Onlara yatak açan köy anaları, ekmek bölüşen delikanlılar, dağlara gözcülük eden çobanlar vardı. Her biri, vatan denilen mukaddes toprak için sonuna kadar direnmeyi yemin etmişti.

Köyler Onların Sığınağı, Halk Onların Ordusuydu
Demirci Akıncıları sadece bir bölgenin savunucusu değildi. Onlar, Balıkesir’in kıyı ilçelerine, Manisa’nın iç ovalarına, Kütahya’nın dağ köylerine, hatta Bursa, Çanakkale ve Uşak sınırlarına kadar uzanan bir halk hareketiydi.

Ayvalık’ta, Burhaniye’de Yunan karargâhlarını bastılar. Edremit’in dağlarında, Sındırgı’nın kırsalında düşmanın istihbarat hatlarını kestiler. Simav’da, Gediz’de, Pazarlar’da posta arabalarını vurdular. Düşmanın erzak yollarını sabote ettiler, mühimmat taşıyan kollarını çökerttiler.

Ama en çok Demirci’ye sahip çıktılar. Çünkü orası onların anasıydı. Her taşı, bir akıncının alnındaki terdi. Her çeşmesi, bir vatan duasının sesi.

Karanlık Gecelerde Işık Gibi
Bu akıncılar, sadece silahlarıyla değil, inançlarıyla savaştılar. Şehit düşen arkadaşlarının ardından, gece yarısı ağıt yakmadan sessizce mezar kazdılar. Kimi zaman Sındırgı’nın derin ormanlarında, kimi zaman Kula'nın taş ocaklarında kamp kurdular. Kadınlar onlara yün çorap ördü, genç kızlar mektuplarına dualar kattı.

Hiçbir düzenli ordu emriyle değil, milletin gönlünden doğan bir emirle savaştılar. Onlar asker değildi, ama bir milletin son kalesiydi. Kendilerine “müfreze” dediler, ama bir milletin hürriyet ordusuydular.

Bir Taş, Bir Direniş, Bir Yemin
Yiğitler; Minnetler'de, Borlu'da, Sarnıç’ta, Sevinçler’de iz bıraktılar. Her köyde bir hikâyeleri kaldı. Kerpiçlik’teki kuyudan su çekerken pusuya düşenleri, Gümeçler’deki harmanda yaralanıp toprağa karışanları, Kızılca’da bir zeytin ağacına sırtını yaslayıp son nefesini verenleri halk unutmadı.

Ve sonra...
Büyük Taarruz geldiğinde, düşman artık çekiliyordu. Ama Demirci Akıncıları, vatanı terk edenin ardına bakmadı. Çünkü onların zaferi, sadece düşmanı kovmak değil, bir milletin onurunu yeniden ayağa kaldırmaktı.

Sessiz Kahramanlar Unutulmaz
Bugün o yiğitlerin isimleri taşlara kazınmamış olabilir. Ama onların izleri, Demirci’nin patika yollarında, Ahmetler’in dağ yamaçlarında, Serçeler ile Yiğitler köyü arasında inşa edilen köprülerde yaşıyor.

Her bir köyde, bir çeşmenin başında, bir değirmenin taşında, bir dut ağacının gölgesinde onların nefesi dolaşır.

Demirci Akıncıları, sadece silahla değil, inançla, sabırla, halkla birlikte yazılmış bir kurtuluş destanıdır.

“Ve onlar, ne madalya bekledi,
Ne de bir rütbe takıldı göğüslerine.
Onlar sadece şunu söylediler:
'Bu vatan bizimdir,
Bu toprağa diz çöktürmeyiz!'”

Rasih Hacıkadiroğlu
Kayıt Tarihi : 19.12.2025 14:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Demirciliyim

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!