Susamadığım Şiiri - Kaan Poyraz Arslan

Kaan Poyraz Arslan
1

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Susamadığım

beyaz ruhumdan çaldım ellerimi, hatırladım..
yıllar sonra içime çektim tozunu,
firavun mezarı gibi lanetin,
yetmedi yeminim,
kanıma bastım da parmaklarımı adın gibi,
başladım..

güneşin ömrü bir saniye,
bir kibrit çaktım,
hatta bu gece kaldır başını bak,
görüp göremediğin o yıldızların bile,
senin için bir saniye,
ebemle cenazem arasında,
bir sigara yaktım.

çok mu belli ettim bilmem,
uğurlu yıldızım kaydı bu gece,
6 milyar insanın dileğini,
bir dilek için aldattım..

acaba tüm hayatların sırları sende mi?
şifreler gibi yüzündeki belirsizlik,
dağınık saçların alamet olabilir mi?
"gözlerin sığmıyor geceme",
hangi kıskanç ormanın korkusu teninde ki?
doğaya düşman olmama sebep,
o kokun..

ilk yudumda boğulma korkusunla,
ilacını içemeyen çocuk gibiydin,
hep odanda yalnızken,
"onlar yanlış biliyor"
diyordu gecenin fonu,
peygamberlere bile zulmedilmişken sarp çöllerde,
yeri göğü sarsan bir inanış tuttu elinden,
ama korktun,
sıradanlaştırdın,
tek varlığımı bir köre emanet edip kaçtın,
"ayrılığa hoşgeldin" tabelalı,
sahili gülerek korkutan,
kararan bir şehirde..

inanmak güç ama
varolan tüm suretin,
yaratılışa en yakın yerdeydi,
60'lardan sonra,
biri ayak bastı sandı,
varolduğu 8.sır olan,
bir mucizeye..

"bu dünya için küçük,
gülüşüne tanık olmak için büyük bir adım" dedi kainat,
sustum.

susmak için sonbaharın en hain fırtınasını sakladım,
lacivert gökyüzünde bulutlara yansıdın, korktum..
küstüm Tanrı'nın gözü önünde yağmurla karışık,
sildiğin gözyaşlarımı bencilce çaldın,
her gelişin yazdan piç kalma bir yağmur,
farkındamısın,
ellerin yine dokunsa ağladığma,
sözüm söz,
doğduğuma pişmanım..

ağacın var dediler ismini kazımak için,
nefes almak içinmiş birazda,
kehanet rüyalarını, kahve fallarını,
seni beyaz gördüğüm pembe kırlarda,
ve sen güldüğün zaman,
karıncalanan ruhumda,
yüzüme bakmadan güldüğün zaman,
beyaz bir konakta bulurum kendimi,
çocukluk korkularımla..

dar sokaklarında gezerim..
görünmez bekçilerine inat gecenin,
bu sevdanın altında bir yatır olsa,
en büyük dileğinle,
sen türbeme sarhoş girdin..

başın otobüs camlarında titrer,
aklın boş, hayalin kayıp,
başka adamlar yeminler eder,
hep aynı sahneler,
başka sokak aralarında,
geceleri telefonlar titrer,
yüzündeki tebessüm kalıcı olsun diye,
önünde diz çöker bir kamyon dolusu adam,
"güzellik" olsun diye,
soğuk rüzgarım kalır,
geride birde,
mezar ziyaretim,
cesedi "güzel" anılarım olsun diye.

İçinde olmadığın geceyarıları,
Sezen Aksu ve sen,
"beni unutma" derken,
balkonundan habersiz,
kime söylendiği belirsiz,
o en yalan yeminle..

yüzünden yinede,
hiç dökülmesin gökyüzünün simi,
yüzüne,
vurmasın sonbahahar karanlığı kapını..
ve hiç dağılmasın güzelliğindeki,
prensesin uykusu,
zamanı bir gecelik geriye aldığım Evrende,
uyuyan güzellik olsa adın,
İstanbul'a benzediğine herkes inansa,
kutsal kitaplara önsöz olsa varlığın..

son sözü bekliyor ya her nefes,
avcumdaki çizgi bu günlere yakın,
susamadığımdan fazlası var,
susamaktan daha acil bir toprak için,
daha ölümcül,
elimle tuttuğum yerde,
evrendeki tüm alevlerden fazlası var,
kor olmadan daha kül,

sabahları dünyayı yeniden kuruyorum,
adım adım adından kaçmak için,
kendimi 5 duyudan inkar ediyorum,
gülüşüne bürünen geceyle,
uykuma sarılmak için..

kısacası bir hayatım var bildiğin,
başını hatırlamadığım,
sonunu bilmediğim,
arasında kalan ise boşlukmu,
yok sen mi çözemediğim..

Kaan Poyraz Arslan
Kayıt Tarihi : 18.12.2018 16:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kaan Poyraz Arslan