Sulukule de akordu bozuk Kanun

Demir parmaklı eller
Oturak aleminin türkülünü çizdiler
Gözümüzü oyup
Sabaha kör baktırdılar

Acılar Toprağa karıştı
Gök Kubbe
Ağlayan Kemanda
Şehir kendini vurdu
ne çoktu
Penceremin Mavi Gülü ellerinde..

YAT, 82 arşın
diplomatlı,
Chivas Regal li
havuz kenarında RANT,
düzgün bacaklı sevişir cüzdan cüzdan
Anıları pazarlıyorlar masa altında
Kondunun aşına zehir dökenlerdi
Biri Tantan, biri Süleyman!

“Alayım kızıma bir kutu boya“
Boyasın masa masa, oda oda
Asırlar içinde kayıp izleri,
silinmiş yüzlerin hikayelerini!

Cümbüşlü gecelere inat
neden susar yüzlerce yıl,
dili dişi kurumuş
sinesinde, onca gözü yaşlı aşklar saklayan,
şarap kokulu bu Surlar?

Ve bir Sabah
yürüdü Kepçeli dozer ordusu
Başına geçirdiler çatıları
akortu bozuk,KANUNLARIN üstüne
ortalık yerlerde resimler
kireç salonun
toz duman arasında siyah aglıyor!
Yorganlarına şıvgın düştü
hikayeleri yarım kalanlar üstüne!
Okunmamış ROMANLARIN
Arşa, direk oldugu gecelerde!

Güneş yanıgı, kara suratlı öfke
bakla falına, birde köstek saatine baktı.
"Acılar küflenir sanma, Sayın Başkomiser"
Bagırdı içini çeke çeke!
Isyanı öyle bir üflediki Gırnata dan
taa Kumkapı nın Rakı Şaraplı
yok yok masalarında patladı!

Yastıkları, ateşe attı gecenin efendileri!
Kanlı Nigar ın oturak aleminde
başladılar hecelemeye
..bekle
..lan hergele..

Sulukule de
Isyanın ilk ateşiydi Cicoş,
Yırttı Gül fistanın döşünü!