Ne yokuşlar çıktılar, dava için ecdadım,
Biz ne çile çektik ki, söyle hele üstadım,
Kollar denk bacaklara, gençlik gaflete düşmüş,
Arı çiçek peşinde, onlar boka üşüşmüş.
Dil ağızda,dursa gerek,
Söz etmeye, usta gerek,
Kelam sarfetmeden önce,
Ölçüsüne ayar gerek.
Patlıcanı közde gerek,
Sanma sakın bu hayatta, yaptığınla kalırsın,
Felek öyle sille vurur, kendinden utanırsın.
İyi insan olmak için, para pula hacet yok,
Haddi bilen ol her zaman,çünkü başka yolu yok.
Alaca atlar,şahlanarak gelip geçtiler,
O ne ihtişam, o ne dik başlılık, sanki pehlivan,
Yıktılar da geçtiler, küffarı tek tek,
Ne var ne yoksa eteklerde, kılıçla eleyerek.
Derken bir başka atlı geldi,göründü ufuktan,
Ne de heybetliydi öyle, uzaktan, uzaktan,
Ben bir bohça değilim, savurma hayat beni,
Amansız yangınlarda, kavurma hayat beni,
Yıllar hiç acımadan, vursa da sillesini,
Ben dimdik ayaktayım , boş ver sen gerisini.
Bu da imtihan deyip, neler gördüm yaşadım,
Çevirince takvimi , yaprağa eylül düştü,
Yaz bitti de mevsime, bugün de hazan düştü
Rüyamda canım anam, cennetten el sallıyor,
Allah ım hiç bitmese, o ne güzel bir düştü !
Ey nefsim,
Bırakta yoluma gideyim
Bana yön verme
Yol verme bana, beni yönlendirme,
Ben beni korurum,
Bana yeterim,
Hayat her zaman gülmez, bazen sınar acıyla,
Arkan dönük yürürsün, kim bilir ne sancıyla,
Bazen çalıyla çırpı, dolanır bacaklara,
Binbir düşünce ile, dalarsın uzaklara.
FABL -2-
Sessiz bir yaz akşamı,
Toplantı var dediler.
Tüm eşyalar salonda,
Bir araya geldiler,
Korkmayasın karanlıktan, peşi sıra sabah var,
Medet ummayasın kuldan, hepimize Allah yar.
10.06.2017




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!