Kabirde güler mi hiç ölü?
Sayar mı geçen günü?
Görünen dört duvar birde gökyüzü
İnsan burada yaşayan bir ölü
İşte mahkumun gerçek yüzü
Ayrılık sözü can yakarmış candan ayrılınca
Gözler manasız ve ruh gibi kalır gönül gözü olmayınca
Kelimeler boşlukta dolaşır,sevgiyi bulamayınca
Beni bu duygular alır hüsrana götürür sen olmayınca
Heran yanında olup yüzünü görmek yetmezken
bilinmez bir yoldayım
bilmem hangi diyardayım
yarabbim senden ayrıldım ayrılalı
mayın döşeli bir tarladayım
baktığım yerleri karanlık görüyorum
Sana bakıyorum gözlerim yerde boynum bükük
Suratım dönük ellerim suçlu
Sana verdiğim sözlerin hükümleri kısa sürmüştü
Şimdi kapındayım affet beni
Yıllarca körebe oynar gibi senden kaçtım
Sitem dolu gözlerle ardından son bakışım
Adımlarını yavaşlat başını indirme sakın
Kaldıysa geride bir damla göz yaşın
Elinin tersiyle silde öyle git
Benden aldığın ne varsa
Mevsimleri üç'e düşür ilk baharı kaldır yarabbi
Yaşadığım bütün güzellikler bu mevsimde saklıdır
Ya bu kuluna teselli ver yada öldür.
Beni bir daha umutsuz bir aşk'a düşürme yarabi
Kendimi iyice saldım aynalardan kaçar oldum
Zamanı tutabilirmisin avuçlarında
Vefasızdır aynalarda her baktığında
Beklemez haftalar aylar yıllar da
Bekle diyorsun aşka,o sığmaz ele avuca
Bırak artık kederlenmeyi
Yeter söyleme hüzün türküleri
Kafesten çıkmış bir kuş gibi
Göster gülen şu yüzünü
Hayat acı da olsa güzel
Acılar sevgiyle geçer
Yarım kalmış bir kadehte;
Son sözlerin isyanı vardı.
Taşmıştı bardaklar, dolmadan
Susmuştu dudaklar, konuşmadan
Ayrılmıştı kalpler, ayrılmadan
Son bulmuştu hayaller yaşanmadan
Beklemek ne kadar acı
Çaresiz kalmak hayata karşı
Aciz bir kulum,
Kader kağıdına geçermi nazım?
Ne saraylar istiyorum ne de köşk
Bir tek seni istiyor canım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!