Sular Saçlarını Tarayınca Gelirim

ıssız bir kavildir perçemlerin
sevdayı kuşanır dua gibi
kalem yazar, erişir bahar
göçeyleriz acının yaylasına
tövbem olur babilli gözlerin

ninnileri yeniden yorumla, avunalım
Kâhtalı, hem de yanık bir türkü ol
erisin sesin sesimde
Nemrut dağını öperken akşam
ay, Belek Sultan’ın kılıç kabzasına vurur
Harput ve Kudüs
aynı annenin emzirdiği iki çocuktur

Hakkâri çöplüğü ekmek kadar kimsesiz
Diyarbakır kaldırımlarında
işporta tezgâhıdır rızkımız
yıkılmış bir medresede, tut ki Harran’da
saçlarını İbrahim’in okşadığı çocuğuz

Ahlat’ı da anlat
kilimlerdeki hüznün nakşıdır
arındırsın kirlerimizi
Dicle ile Fırat
merhamet acının damıtılmış halidir
Hasankeyf’i süz, demli bir çay olsun
merhamet Allahın elidir

ne zamandır adın
ayrı düştü kalbimizin ritminden
sular saçlarını tarayınca gelirim
bekle beni,
gözlerinde nevruz ateşiyle