Yeterince yakıcı bir sıvı
Boynumdan aşağı doğru süzülen bir çift dudak gibi
Göğsümde durup dinlenen bir baş...
Yakıcı, haddinden fazla sıcak
Karnım üzerinde duran bir el gibi ateş
Sırtıma doğru uzanan parmaklar birer sırat
Ellerimle toprağa verdiğim yalnızlığa, bedenim teşne,
İki yakam, bir arada sana geleceğim, elimde şiirlerle.
Yarılsa gök kubbe, sen iki cihana sığmazsın,
Öyle bir yere sızayım ki, içeri gök sızamasın.
Sensin, kalabalık içinde beni daldıran ses de,
Sade bir an
Hava biraz kapalı,
Güneşin cılız ışığı gözlerinde yüzüyor
Sırf gözlerinde yurt bulmak için
Sekiz dakika önce yola çıkmış bu ışık
Sen... bir tek sende doğmuş güneş
Kalem kağıda küsmüş,
Dil sözleri üzmüş,
Kafiye ağır yaralı
Uyaklardan güzmüş
Bir şiir atlar şimdi yüksek bir binadan
Cebinden umutlar saçılır boylu boyunca caddeye
Basit aşk cümleleri kurmak istiyor canım.
Öyle lafı eveleyip gevelemeden,
Damdan düşerceşine söylemek istiyorum seni...
Eski bir içli şarkıyı okurcasına
Ya da aruz vezniyle yorulcusına değil,
Sadece "seni seviyorum" demek istiyor canım.
Yalnız akşam üstleri açık ve tekinsiz bir bohem
Geceler biraz daha sessiz ve sisli
Göz gözü görmeyen bir uğultu
Şiire Davet ediyor beni bitki örtüsü
Geliyorum şiirlerin ulu tanrısı
Bana birkaç dize ayır oradan
Şiir ehli, şiirden gayrısında bilmez hayrı
Bunca şiirden sonra kim bilebilir gaybı
Kader bize çok kıydı, bu en büyük ayıbı
Nice canlar yitti canan için anlat kaybı
-
Benim kendimle verip alamadığım var, yoruldum!
Denizin üstünde bile yürürken, gökte boğuldum.
Son çayım gibi hem yarım kaldım hem de soğudum,
O yirmi bir gram bu etten kafeste olmasa mutlu olurdum.
Şikeste şair geri döndü ümüğüme çöktü aniden,
Doğmuşum bir de anneme zahmet çektirip
Kaderi de yormuşum bana oyunlar oynasın diye
Ha şurada ağaç olsam da olurdu,
Acı duyardım bir tek rüzgar için
Her şeyden habersiz terzi bile yorulacak, kefenimi dikmek için
Ne gerek vardı, yaşardım ben şuracıkta bir ağaç olarak
Hangi amiyane ressam seçebilir ki senin rengini
Hangi şikeste şair, nasıl çıkartabilir senin ezgini!
Tanrılar, Tanrılar bilir elbet işini...
Hani derler ya: "Yaratılanlar, yaratıcıdan birer numune taşır."
Peki o hâlde hangi tanrı kendinden bu kadar ödün verebilir ki?
Güzelliğin sahibi sen değilsen eğer, annesi olmasın muhakkak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!