Türkiye'yi dünyaya tanıtmak istiyorum
Önce adınla yazıp okumak istiyorum
İzinde adım adım yürümek istiyorum
Sevgili öğretmenim önderim Atatürküm
Onuncu yıl nutkunu satır satır okudum
Anamdan doğalı yokluk çekerim
Çorbaya katacak tuzum kalmadı
Tükenmiş mutfakta çayım şekerim
Daha dayanacak özüm kalmadı
Yuvamda hasretiz bir lokma ete
Bana bir parçasın sanki cennetten
Masmavi gökyüzün yeşil dağların
Irmakların ne büyük coşkuyla akar
Dört mevsim baharsın bana Türkiyem
Dağların taşların bana hazine
Uzaklarda gibisin
Sesin duyulmaz oldu
Aylar geçti aradan
Ne telefon ne kapı
Hiçbiri çalmaz oldu
Unutuldum mu bilmem
Ben sarhoşum bu akşam
Hiç üstüme gelmeyin
Demeyin pis yalancı
İstikbalde bekleyin
Sevgilerin en güzel
Dokuz ay karnında taşıdın beni
Çekilmez bir yüktüm omuzlarında
Ne yapsam ne kadar övsem de seni
Tatlı sesin hala kulaklarımda
Geceler boyunca uykusuz kalıp
Ninniler söylerdin avutmak için
Başımı döndürüyor o mahzun güzelliğin
Ne karanfil ne de gül ne bir lale gibisin
Baharı müjdeleyen sarı nergis mor sümbül
Onlara da değişmem sen bir başka çiçeksin
Koklamaya kıyamam o pembe yanağından
1881'de Selanik'te doğdu Atam
Zekiydi çalışkandı yetim büyüdü Atam
Ayırmazdı başını O ders kitaplarından
Kurtulabilmek için bostan tarlalarından
Büyüdü asker oldu O'na muhtaçtı vatan
Hiç dalında solmayan
Sarmaşıklar gibisin
Her gün sever okşarım
Sen benim her şeyimsin
Seni sevdim seveli
İçimi ürperten bir sancı
İliklerimi yiyip bitiren bir acı
Meçhule doğrumu yolculuğun
Hayır hayır isyan ediyorum
Çiğneyenler var ilkelerini
Haddini bilmeyen yobazlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!