Bir şubat ortası sessizliğinde; üst üste yığdığı eski, belki de asla sevilmeyecek kelimlerle yazılmış kitaplarının yanına bir kız oturmuş. Kelimelerin sevilmeyeceğine kendini inandırmış ve sırtını buz gibi duvara dayamış. Kendi kendini tezahür etmeye çalışırken tırnak etlerini yemiş; kendini tüketmiş. Dizlerini karnına çekmiş, boynuna vuran tertemiz bir ayazı kirli duygularına sarmaya çalışmış. Birilerinin kuru ellerle saçını okşamasını beklerken neredeyse sokakta oynadığı bilyeleri nemli gözlerinden kusacak hale gelmiş. Sorulan yersiz iyi misin sorularına yersiz bakışlar yormuş, yorulan hep özbenliği olmuş. Bencillikten ben olmayı unutanların arasına hapsolmuş. Damağındaki kanlı bıçakları korkmadan yutmayı öğrenmiş. Tüm bunların arasında hafife alınmayı kabullenen tüm varlıklar için tüm varlıklara çığlık atmış. Hep doğruyu ararken hep yanlışı bulmuş.
Bekle beni küçüğüm
umudu karartmadan
sevinci yitirmeden bekle
döneceğim bir gün elbet
bekle beni
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta