Spleen 5 Şiiri - Recep Uluçay

Recep Uluçay
105

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Spleen 5

1

Sessiz,akışkan ve pek iltifat edilmeyen bir mazeret bulup
Sokuluyorum kentin o dargın ve inatçı damarlarına
Şehrin barışçıl tınısına kulak dahi kabartmadan
Bir ölüm mangası kararlılığında istikamet buluyor adımlarım
Kalbim, saatli bir bomba gibi dakik ve tetik
Bir ölüm meleğinin sabrusebatıyla bekliyor
Ruhumun kalabalık bir saatinde infilâk olunmayı
Ara sokaklarda bir kestirme bulmak ümidiyle
Vazgeçtim,uzak iklimlerin o esrik hülyasından
Oysa yanlış düşünceleri kabullenirken aklım
Yanlış duygular yer bulamazdı kalbimde
Bir yılan soğukluğunda sokuluyorum
Ruhumun muazzam ve korkutucu mağarasına.
Kör kuyulara atılmış efsun sayfaları
Dağdağalar,âhuvahlar, boranlar,fırtınalar
Uzun kış gecelerinde korkunç kurt ulumaları
Dehlizlerden ve zindanlardan ödünç aldığım karanlık
Yarım kalmış aşklar ve o trajik vedâlar,
Hepsi,hepsi sanki ruhumda ebedî bir konuklar

2

Ellerim haritaların davetine hazır ve nazır
Coğrafyaların yazgısına âşina ve müheyya ruhum
Hayretler içinde kalmak için ne kadar çabalasam
Aşka ve nefrete ne denli meyletsem boşa
Kelimelerimi seğirtemem dudaklarınızın
Donuk bir makinayı andıran metalik tıkırtısına
Gözlerinize dırahşan bir gökyüzü bağışlamak
Büyük bir israf olarak yazılırdı yazgıma
Nehirlerin ve dağların yalnızlığını anlatmak istesem
Mani olur istiflenmiş kalabalığınız buna.
Bir anlam ve biçim kazandırmak gayretiyle
Kelimelerimden bir parça bıraksam ruhunuzun kapısına
İstenmeyen bir konuk olarak mukabele edilecek,
Çünkü ruhumun serüvenini taşırdı sözlerim
Dehlizlerin karanlığıyla çıkıyorum güneşinizin karşısına
Zindanların bağrında bir âlâmet gibi taşıdığı karanlığı
Taşıyorum mukaddes bir muska gibi boynumda
Bir sabah olup dağılsam uykularınızın ovasına
Gözleriniz takât bulamazdı aydınlığımdan açılmaya Batıyorum bir güneş ağırlığıyla hüznünüzün ufkunda

3

Uzaklardan duyup da geldim belki bir çâre
Belki devâyıderd olmak için ruhların sancısına
Dağlara yalvar yakar oldum, el açtım bayırlara
Binbir itinâyla besleyip büyüttüm de gülleri
Koklamaya kıyamadım yâr olsun diye başkalarına
Yaz günleri öğlen vakitlerinde güneşin dehşetini
Çekmeye ben razıyım,kendine sakla o serin ikindileri
Şâirlere düşer çünkü hasret ve gam çekmek
Geceyi üryan bir kadın olarak hayâl etmek
Kimin aklına gelirdi bu gam ve hasretlik olmasa
Çocuklar şen şakrak geçiyor ruhumun patikasından
Şâkiler uygun adım, bir dağyolundan yürür gibi
Yürüyor geceye ve tütüne bulanarak alnımdan
İnsanlar ormanların kalabalığına sığınıyor
Sözlerimin o derin ve mutantan kavgasından
Polisler bile zevkten değil şehrin bulantısından
Art arda sigara yakmaktan başka bir yol bilmiyor
Güzel bir kadın bakışlarını bırakıyor parlak camekânlara
Karşılığında pürdikkât bakışlar,şehvetli arzular ve övgüler
Bir harp madalyonu gibi takılıyor göğsünün kenarına

4

Sinemalardan biraz karanlık, biraz bahâne ve sessizlik
Ödünç alıp getiriyorum tutku dolu bir çifte
Oysa kapanınca gözler en hakikî karanlık
Görmek istemeyince en esaslı bahâne
Ve kaçırınca birbirinden gözleri yıkıcı sessizlik
Çıkabilirdi ortaya.Ancak tüm bunlara vaktimiz olsa...
Lahûti bir ürperiş yerine teknik bir müdâhale
Ne kadar çok yakışırdı çağımız insanına
Ruhumun sanrıları için koşaradım bir cerrah
Çağırsam ne denli muteber olurdum gözünüzde ama.
Gözyaşlarımı metalik bir sebeple açıklıyorum
Bilimin o çok bilmiş yüksek erbaplarına
Bu dalıp dalıp gitmelerim,varlık ve yokluk harbim
Üzerinde durulamayacak kadar basit bir kurmaca(!)
Mekanik bir bağırtı bırakıyorum denizin gövdesine
Çelikten bir vicdan sonra gözyaşlarımın karşısına
Cilâlardan medet ummak heyecanlandırmasa da
Ümitvâr kılıyor beni ruhunuzun paslı manzarasında
Şimdi bayraklar açıldı ve göklerden bölük bölük
İniyor yıldızlar ruhumun uçsuz meydanlarına

5

Dudaklarımdan dökülen uçsuz bucaksız sözlerimi
Yıldız yıldız bırakıyorum gecenin sonsuz sahrasına
Baktıkça çocuklar,kadınlar ve delidolu âşıklar
Dökülür ay ışığı gibi gözlerin beyazına
Ellerim uzaklara doğru cesur bir istikamete hazır
Alıp da kalbimi çıkmayalım artık yola
Dağların yalnızlığını azık olarak taşıyorum
Tenim,ayrılıklardan bir zırhla fazlasıyla mücellâ
Uzak iklimlerin dumanı açmış da kollarını
Bekliyor beni,sarıp sarmalamak için koynunda
Gözlerime ıssız sokakların sürmesini çekerek
Meydan okuyorum şehrin kalabalık hülyasına Hüzünlü hakikatime hazırlamak için olsa gerek
Çıkarıyorum şehvetle şehri saran ipekten geceliği
Sevdalılardan deniz kıyısına bırakmak için son bakış
Mahpuslardan yüreğim için yüklüce çile Mavzerlerden mekanik ve gaddar bir cüret
Alarak katılıyorum cehennemin sürgün uyruklarına
Ne yorgunluk ne korku ne tereddüt yalnızca
Namluların hırsını taşıyorum yanımda

2025 NİSAN


Recep Uluçay
Kayıt Tarihi : 14.4.2025 01:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!