insan bir yerden sonra yoruluyor
anlattıkça tükenen bir dilin
sustukça ağırlaşan bir yüreğin oluyor
kelimeler bir zamanlar dosttundu
şimdi ise yük gibi
her cümlende kendini savunuyorsun
sanki varlığın bile açıklama bekliyor
önce sabrediyorsun
belki bu kez anlarlar
belki biri gerçekten dinler diyorsun
ama olmuyor
herkes kendi sesine aşık
kimse senin sesine kulak vermiyor
bir şeyler söylüyorsun
anlamına değil tonuna takılıyorlar
bir gülümseme bırakıyorsun ortalığa
onu bile yanlış anlıyorlar
susuyorsun bu kez de küstü sanıyorlar
konuşsan suç sussan suç
hiçbir ses hedefi vurmuyor
yavaş yavaş fark ediyorsun
insanlar seni anlamak için değil
kendilerini haklı çıkarmak için dinliyor
ne söylersen söyle sonu hep aynı yere varıyor
bir yanlış anlamalar zincirinde kayboluyorsun
kendini anlatmak
bir günah çıkarma törenine dönüyor
savunuyorsun ama neyi savunuyorsun bilmiyorsun
kalbini ortaya koyuyorsun
bu defa da abartıyorsun diyorlar
sanki duyguların bile fazla geliyor onlara
bir gece aynaya bakıyorsun
gözlerinin altında uykusuzluk değil
hayal kırıklığı birikmiş
bir zamanlar ışıldayan o inanç
şimdi sessiz bir kabullenişe dönüşmüş
ne diyeceğini bilemiyorsun
nereden başlanır nasıl anlatılır
kelimeler boğazında düğümleniyor
başlangıçla bitiş arasında sıkışmış bir ömür gibi
anlatmak istiyorsun ama biliyorsun
anlaşılmak için önce yaşamak gerek o aralığı
sonra içinden bir ses haykırıyor
boşver diyor boşver
anlamıyorlar anlamayacaklar da
kendini tüketmek bile israf gibi geliyor artık
ve susuyorsun
sessize alıyorsun beynini ruhunu kalbini
kapanıyor kapılar bir bir
kilitli bir ev gibi iç dünyan
anahtarı var mı bilmiyorsun
bulacak biri olur mu o da meçhul
ama içeride fırtınalar kopuyor
rüzgar duvarlara çarpıyor
dalgalar kabarıyor sessizliğin içinde
belki de o kapıyı açmamak daha iyidir kendin için
çünkü biliyorsun
eğer o fırtına özgür kalırsa
çok can yanacak
ve sen en çok kendi acına dayanamayacaksın
işte tam orada
içinin en derin yerinde
ne söz kalıyor ne nefes
sadece bir çığlık yükseliyor içinden
allah diyorsun allah
ve dünya susuyor o anda
sen ilk kez konuşmadan anlatıyorsun kendini
bir noktada sessizlik daha anlamlı geliyor
kendi kalbini duymaya başlıyorsun
bir yanın hala sevilmek istiyor
diğer yanın artık yeter diyor yeter
ve bir sabah geliyor
mucize değil dönüm noktası hiç değil
sadece sıradan bir sabah
ama sen artık aynı sen değilsin
aynı gökyüzü aynı şehir aynı insanlar
sadece sen başka
artık kimseye bir şey kanıtlama derdin kalmıyor
kim ne isterse düşünsün diyorsun içinden
söz bitiyor kavga bitiyor açıklama bitiyor
ve ilk kez sessizlik kötü gelmiyor sana
çünkü içinde garip bir huzur var
bu pes etmek değil
sadece anlıyorsun artık
kendini yıpratmadan da yaşayabildiğini
aynaya bakıyorsun
yıllardır ilk kez kendini tanıyorsun
kırılmışsın evet ama bu kez dağılmadan
hiçbir şey eksilmeden
aksine her şey yerli yerine oturmuş
ve bir düşünce geçiyor içinden
beni anlamayanın artık anlamasına gerek yok diyorsun
sonra her şey yavaşlıyor
söz kalmıyor beklenti kalmıyor
bir sessizlik yayılıyor içine
böyle sessizlikten korkulmazmış diyorsun
çünkü bu kez kalbinde huzurun sesi var
ne bağırıyor kalbin artık
ne de tamamen susuyor
içinde bir sessizlik var
ama bu kez acıdan değil
kabullenişten doğan bir sessizlik
rüzgar dinmiş dalga çekilmiş gibi
sadece kalıyorsun öylece
kendiyle barışmış bir yürekle
ve anlıyorsun
bu son değil
bu bir başlangıç
kendine dönen bir yolun
en sessiz en derin noktası
ve sen nihayet hiçbir şey anlatmadan da
anlamlı olmayı öğreniyorsun
Kayıt Tarihi : 15.11.2025 13:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!