Soyut bir yol hikayesi

Tırsıyorum demek biraz kaba kaçacak belki ama
Tırsıyorum be kardeşim
Dikiz aynamda sırıtıyor
Çocukluğumun korkuları
Ay bile terk etmiş bu gece şehirleri
Uzun ince bir yol
.…………
İnce ince dilimliyor geceyi yağmur
Akdeniz hoyrat
Bir el uzatımı mesafede
Bedenlere sığmayan ruhlar
Sevişmeler canhıraş…
Diye başlardım söze belki…
Gel gör ki…
Eylül serinliğinde transparan bir gece
Yıllardan ekim…
Güne hazırlamakta kendini bozkır
Biraz ağır
Biraz yosma
-sevgiye aç içten içe-
Açlık ne demektir
“O” bilir….
…………….
Denizim ne kadar uzak….
Bilinmezliğin çeken ürpertisi
Bildiklerimin ılık şefkati
Bir beslenme çantası gibi sol iç cebimde
……………
Acıktım..
…………….
Konya ovası az önce bitti…
Ekim’in 12’si olmuş..bu yol bitmeyecek gibi…
Göz kapaklarımla savaşmaktayım
Bir de
Karşıdan gelen imansız ışık huzmeleri…
Yoruldum…
Biraz yosma
Biraz deniz
Ki haylice bozkır
Bir buket avuçlarımda…

02:15

20/ekim/2008

alanya-elazığ-marmaris hattı