Şövalye Şiiri - Ahmet Eren Erdoğmuş

Ahmet Eren Erdoğmuş
14

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şövalye

Kirli gecenin kokuşmuş karanlığından,
Bir aydınlık katleder günahları sabaha karşı.
Fecirden doğan güneş saplanır heyûlaya.
Bin kere yenilen şövalye inanır bu hülyalara.
Umut dolu şövalye kulenin dibine giderken,
Arbaletlerin ve yakıcı grejuvaların zulmü,
Sanki bülbül sesi gibi zarif ve nahif bir ezgi.
Sanki uçsuz bucaksız bozkırın ortasında,
İnceden hafif bir meltem saçlarını tarıyor.
Kızgın yağların derisinde yaktığı tahribat mı?
Sanki bir serçe geldi kondu koluna ve fısıldadı,
"Sevmekte, sevilmekte tanrıdan bir sır."
Aşk tarafından ona verilmiş kör bir göz.
Ve sevdiği tarafından verilmiş bir çift söz.
Dışında kaybedecek yok ki hiçbir şeyi.
Lanetlendi şövalye aşk denen eski bir büyüyle.
Îsâr denen alevle harlandı artık onun kalbi.
Kimse yardım edemez ona, kötü kalpli cadı dahi.
Şövalye akşam güneşinde dönerken kışlasına,
Her şeyini kaybetmiş bir dilenciye rast gelir,
Elini açmış umutsuzca medet umar umuttan.
Umudunu ister insanların, gülmeyen bu şehirde.
Dilenciye bir serçenin gözyaşını verir şövalye,
Ama serçeler ağlayınca ölürmüş şövalye.
Şövalye tarafından sevilmek,
Sana kanlı savaşlarda zırh olmalıydı sultanım.

Ahmet Eren Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 19.6.2025 14:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!