Sorgu ve Yakarış Şiiri - Kerim Er

Kerim Er
5

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Sorgu ve Yakarış

Tutunduğun dalları mı kestiler yaralı gönlüm
akşamın korkusunu saldılar üstüme bir anda,
şimdi,
yaşamak ve savaşmak aynı kelime
gelmek ve bahara dönmek yüzünü
uzadıkça uzuyor önümde hayalin
verilmemiş suallerin cevapları bende değil
kim indirecek başından masiva tâcını
kim bulacak ölümsüzlük diyarını

bir köpüğü kucaklayan benim
yeryüzünde dalga dalga yayılan sen
bir öksüzün gözlerindeki hüzün benim
mâtemleri susturan gülün gamzesi sen
koy, demirlerin arasına kan kırmızısı yazımı
yine de incinmem, incitmem
tekkelerin bir odasında yıkılan derviş de kim
hangisi saklı bahçenin yasını tutan
bunu söylemiyorsam
bil ki güvercinler konmuştur pencere önüne

irili ufaklı taşların ardında biriken damar yuvaları
nicedir taşıdığın yağmur dualarını ektin toprağa
yeşeren yaseminlerin
yapraklarında buldun hüznün alâmetini
yine de toprağın yüzüne sür kırgın fidanları
nisan ayında açar
belki güneşte
sessizliği var eder
belki de rüyada
çığlığı koparır yıldırımdan düşercesine
ağaç diplerine

ne gerek var tüyünde ağıt okuyanları uyutmanın
bu şehri yakmayı çok isterken
kaldı,
bitmemiş düşlerin tahayyülünde boğulmak
bende mi kabahat
ısrarla uğruna feda edilen
zakkumların dikenlerini yutmak
boğazını parçalarcasına hükmetmek
silahını yüreğine takanların karargâhına

hiçlik beldesinin
kanlı, biçare, aziz ruhuna fatihalar gönderir oldu komşular, umrunda olmayan gamsız suretlerinde
neneler bıraktı ninni okumayı
anneler şefkatine esaret
babalar cesaretin kamçısında yitirdi
ne demek olduğunu babalığın
gelse şimdi ellerinde kınayla ablalar
işgal altında inleyen karanlık sözlerin
aydınlığına kına yakarlar mı yaşlı gözlerle

beyaz güvercinler kondular ya pencere önüne
anlar mı küçük kızlar
neden bozulduğunu rüyalarının
neyin gerçek neyin hayal olduğunu bilir mi
yüreklerinde kazanları kaynatanlar
estirir mi ılık bir meltemi suskunluğuna
gençliğinin baharında aksiyonu arayanlar
bu kavga bir gün bitecekse şayet
aslına döner mi, yolunu bulur mu
böceklerin, karıncaların, yeşil yapraklı ağaçların yontulmuş tahta barınaklarında
patlayan sesin kimden geldiğini sezercesine
neyi anımsattığını hırçın bir fırtına öncesinde...

ufkun haykırışına kulak verenleri uğurlar
samanyolunda kaybolanlar...
güneşin çocukları...
bir insanlık suçunun masum ve acımasız
tarihini, talihini, inhizamını...

Kerim Er
Kayıt Tarihi : 7.10.2025 19:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!