Uyandım, cama vuran damlaların sesine,
Sonbahar yine gizlice sinmiş odama,
Rüzgârın ürkek adımlarında
İnce bir serinlik dolaşıyor kalbimde.
Toprak kokusu dolmuş ciğerlerime,
Gökyüzü yorgun, ama huzurla örtülü,
Ağaçların dallarından sarkan damlalar
Zamanı ağır ağır konuşuyorlar sanki.
Bir bardak çayın buğusunda
Yağmurun ılık türküsü,
Ve gürleyen gök, çakan şimşekler,
Birlikte kuruyor günün ilk cümlelerini.
Pencerenin camına dokunuyorum,
Soğuk bir mermer gibi sanki cam,
Dışarıda gök gri bir şemsiye açmış,
Kuşlar bile usulünce susmuş,
Ve yalnız yağmur konuşuyor kendince.
Sokak lambalarının altında
Kalan birkaç damla
Altın bir gerdanlık gibi süzülüyor kaldırımlara,
Her biri sabaha karşı yazılmış bir dua,
Her biri sabaha uyanan kalbin hafif duası gibi.
Ve ben düşünüyorum:
Belki de bu sonbaharın asıl armağanı,
İnsana kendi içine doğru açılan
Sessiz, yağmurlu bir kapı bırakmasıdır.
Kayıt Tarihi : 6.9.2025 10:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!