Sabahın ilk saatleri …
Dünden kalma yorgunluğumu 
Göz kapaklarımda ovalıyorum 
Sarhoş adımlarım, zor gidiyor lavaboya. 
Çeşmenin kornasından 
Huzura muhalif akıyor, soğuk sular 
Birden aynaya takıldı gözlerim 
Cirpit  tutmuş kirpiklerimde 
Kederli duygularım 
Hazin  hazin bakıyor, aynadan 
Yazın son sıcaklığını uğurluyor 
Son baharın poyrazı 
İklimler değişik, günler kısa, geceler uzun 
Gardıropta bekleyen kıyafetler 
Yaz mevsimi ilgisizliğinde 
Garip kalmış kıyafetlerim, benim gibi! 
Yaklaştım cam kenarına 
Araladım, dertlerimi kucaklayan mahrem sarılı perdesini 
Siyim  siyim,  yağan yağmur 
Gözyaşlarıma eşlik ediyor 
Yorulmuş kalbim, sararmış benzim 
Kısılmış sesimle 
Mırıldanıp, iç çekiyorum… 
Her aklıma hazanın geldiğinde 
Ağır  ağır,  iniyorum merdiven basamaklarını 
Bahçeye açılan kapıyı olanca gücümle itiyorum 
Başıma yağmur damlaları eşliğinde düşen 
Son kalmış ayva yaprağı da terk ediyordu 
Ana kucağını 
Ve yol arkadaşımla, revan oluyorum 
Stres yüklü günün kucağına 
Seyrimin arasından her yer kurşuni görünüyor 
Yağmur yüklü bulutlar kaplamış 
Küre ormanlarını 
Ve sen; ey son bahar sarısı duygularım! 
Daha kaç keder ekip, kaç çile biçeceksin? 
Ve sen, ey yaşlanmış yorgun beden! 
Zinhar; hazan vakti çok yakın 
Bir gün mutlak sende, yaprak gibi düşeceksin.
Kayıt Tarihi : 3.12.2012 15:40:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!