Küskün zamanın uzayan kıvrımlı dalları
Filizlenip, yeşerecek göğe çıkan yolları.
Sen ise yeniştim sanırsın, yetişemezsin.
Gökyüzüne merdiven kurmuşsun gönlünce,
Çamurlu botlarımla uzanırım sebepsizce
Ardım sıra yürüyen yollar, ne şiir ne şairane
Neler atlatıyor insan hepsi birer ufak badire.
Dicle yolları yoldaş olmuş sesim elverdikçe
Patikalı yollardan zaman sızar ince ince
Toprak; heyelana kapılmış zamanı salıvermiş.
Cellat yürekli testeremde saklı, nefsimin boynu
Uzunca izliyorum sonbaharın hüzün çisemlerini.
Alakargada gaye ekmek, her şey alın yazısı.
Zamanı döver meşe ağacında, ağaçkakan.
Karaçam ise yağmur sonrasında demleniyor.
Elimde bir tutam kesik, acısı ince sızı.
Kara demliğimde ki çay, umudun tadı.
Boynu bükük yaprak sevmez sonbaharı.
Şimdi cemresini bekler; begonvil, badem dalları…
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 23:14:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!