Ben seni bekliyordum,
yapraklar dallarından kopuyordu bağıra bağıra.
Mevsim, turuncu paletini üzerine giyerken
ıhlamur kokusu yayılmıştı mutfağa.
Üşüyordum, ağlıyordum,
gelmemiştin.
Mevsim bu defa beyaz bir meleğe dönmüştü,
donmuştu hislerim —
sen duymadın.
Şimdi, dalın ucunda bir tomurcuk titriyor.
Yağmurlar, toprağın kalbini uyandırırken
gökyüzü eski mavisini hatırlıyor.
Ben, hâlâ kapının önünde —
adını fısıldayan rüzgârın soğuk sesinde
seni yeniden bekliyorum.
Mevsim, üşümeden gel...
Sesinle inlesin gökyüzü,
adımlarına susamışken yollar,
begonviller sana benzemişken —
Gel ki;
gökyüzü sabrını bırakabilsin.
Gel ki;
mevsim neden güzel elbise giydiğini hatırlasın.
Kuşların kanatlarında,
seninle yazılmış bir şarkı çırpınıyordu.
Ve...
Güneş sana benzediği için,
daha az doğuyordu buralara.
Ben seni terk ediyordum.
Ismarlama yağmurlara
gerek duyar mı hiç toprak ana?
Gelmesen de olur.
Zaten begonviller,
kimseyi çağırmadan da açıyordu her bahar —
yağmurunu özleyen toprak gibi...
Sen gelme.
Güneş bir başka güzel bu sabah.
Kayıt Tarihi : 4.7.2025 21:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ardından derin bir nefes bıraktım dizelere kıymetli şairem..
kutluyorum..kalbi sevgilerimle..
Oysa "tek söz"
Bir karar,
"Gel!", yeterdi
Rahatlardı gökyüzü,
Ya da "gelme!"
Toprak özlesin iyice
Yağmuru,
Çatlasın isterse,
Karar, karardır,
Rahatlarsın...
İki arada bir şiir
Tebrikler Huri Hanım...
teşekkür ederim, Kerem....her daim yüreğinden görüyor, kendi süzgecinden geçiyorsun ve bu kıymetli,
var olasın, sevgimle
TÜM YORUMLAR (4)