Horasan ereniydi mübarek nesebleri
Tevazuyla örülen surdu Somuncu Baba
Kayseri’de duyuldu O’nun doğum haberi
Asırları yüklenmiş sırdı Somuncu Baba…
İlme çok önem veren Peygamber’e uymuştu
Çin’de de olsa ilim kafasına koymuştu
Şam Tebriz ve Erdebil derken cübbe giymişti
Aklını veren Hakk’a yordu Somuncu Baba…
Fatiha’yı yedi kez ayrı tefsir etmişti
Dinleyen cemaati adeta eritmişti
Velayeti izhara artık bu hâl yetmişti
Bursa’dan Aksaray’a vardı Somuncu Baba…
Bir olmuştu velinin ebedi ezeliyle
Hicaz’dan Ankara’ya döndü Bayram Veli’yle
Verdi Hacı Bayram’a görevi hâl diliyle
Darende’ye postunu serdi Somuncu Baba…
Irmak cûşa gelirken balık tazime geldi
Balıklıgöl Darende cemalince güzeldi
Seni seven mü’minler bir gecede yükseldi
Nebatat da çiçeğe durdu Somuncu Baba…
Her gecesi Miraç’tı tebessümü ilaçtı
Diyar-ı Darende’de solmayan güller açtı
Gönüller yara bere ruhlar dosta muhtaçtı
Amansız yaraları sardı Somuncu Baba…
Erirdi gönlü sırda sır görürdü kusurda
Yetişirdi anında kalan olduysa darda
Severdi vatanını dua ederdi yurda
Her gönülde bir tekke kurdu Somuncu Baba…
Ele aldığı hamur muhabbetten pişerdi
Tohum tohum başaklar hikmet olup düşerdi
Bu keramet ehline herkes bakıp şaşardı
Kirlenmiş gönülleri yurdu Somuncu Baba…
Pamuktan yumşak gönlü çileyle doldururdu
Her sözü bir hikmetti ukbaya daldırırdı
Zalime bile acır düşeni kaldırırdı
Zulme muhabbet mührü vurdu Somuncu Baba…
Nazarı sırra gebe lafzıysa galebeydi
Dünya nefsine mektep ömrünce talebeydi
Yokluğun okulunda varlık gömleği giydi
Gaipten gönle doğan nurdu Somuncu Baba…
Gökler kadar haşmetli arz gibi tevazûlu
Yaşardı ve kırmazdı hayatta hiçbir kulu
Siması bereketti verirdi dolu dolu
Sebep sayardı hayra derdi Somuncu Baba…
Maksadı sonsuzluktu yoklukta var olmaktı
Güle hasretlik çeken benizlerde solmaktı
Ahirete uzanıp dünyada da kalmaktı
Gönüllere saadet verdi Somuncu Baba…
Bâtını izhar etmez zahirde yaşatırdı
İlaç sözleri ise kulağı çınlatırdı
O gönlünü yokluğun denizine batırdı
Muhabbetin gülünü derdi Somuncu Baba…
Erenler arkadaşı veliler sırdaşıydı
Hakk’a doğru yürüyen bir kervanın başıydı
Mazlumun fakirlerin tükenmeyen aşıydı
Her müşkülün başında vardı Somuncu Baba…
Adaleti severdi ona ömrünü verdi
Bir ekmeği bölerdi sayısız insan yerdi
Âdil olmayan düzen zalim türetir derdi
Zulmün prangasını kırdı Somuncu Baba…
Kurmuştu ayrılığın üstüne muhabbeti
Hâl dilinde saklıydı velinin kerâmeti
Nazarsız görmesiydi ermişlik alâmeti
Görmeyen gönülleri gördü Somuncu Baba…
Vermişti ömrü dostun ateş-i fırkâtine
Sığınmıştı o dostun sınırsız şefkâtine
Kâinâtın hakimi Rabbinin rahmetine
Bin dört yüz on ikide erdi Somuncu Baba…
ŞAKALAR aciz bir kul sırra ermiyor aklı
Gönlünde günahları irili ve ufaklı
Belki her günahında sır içinde sır saklı
Onu hikmet-i sırrın sardı Somuncu Baba…
Kayıt Tarihi : 6.3.2007 16:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!