Eksildikçe çoğalacağımı sanmam koca bir palavra,
Çoğaldıkça da eksiliyorum aslında.
Belki belli belirsiz ufak artılar var hayatımda,
Göremeyeceğim kadar minik hepsi ama.
Her sevişmede hazlar azalırken,
İnsan kendinden eksiliyor farketmeden.
Önce gözlerimi kapatıyorum.
Açtığımda herşey farklı.
Ellerim delinmiş tam orta yerinden,
Parmak uçlarım bir jiletin kahkahasına yenik düşmüş
izi yok artık, kanlı...
Kalem arıyorum, bulamıyorum.
Kara trenler geçiyor içimden
Karaçalılar izliyor kara trenleri
Karanlık bir adam
Karanlık bir gecede
Kara bir sevda fısıldıyor kulağıma
Dilinin ucundaki kıymetli sözlerle
İçimde, parçalara bölünmüş bir porselen gibi duruyor yüreğim.
Kendime batıyorum içimdekinden habersiz...
Yaralarım içimde,
Acım içimde,
Kan revan
Hep içimde...
Ya iki eksik,
Ya bir fazla...
Ayak uyduramadım bu hayata...
Sen de yoksun şimdi
Güç veren kim olacak bana?
İki eksik,
Gitmelerin sancısı vurdu dudaklarıma,
Gitmelerin hüznü doldu yanaklarıma.
Sonsuz kederlerim yeşillendi, meyve verdi.
Ellerim, ellerinde yandı sevdiğim...
Gidişine bu kızgınlığım,
Gidiyorsun diye suskunum,
Bazen içiniz sebepsiz yere sıkılır.
Okuduğunuz dualar fayda etmez...
Dökülen kurşunlardan hayır gelmez...
Karanlık bir kuyuya düşerken bulursunuz kendinizi,
üstelik dibi yoktur...
Sevmenin ne demek olduğunu,
Bir siren sesi,
Çığlıklar...
Kara toprak...
Dualar..
Herkes başımda...
Ben toprak...
Ne acı bir daha kolay kolay aşık olamamak,
Ve asıl acı olan bir bedene aşık olmak!
Yani kaşına, gözüne vurulmak...
Sözünden, özünden üstüne hiç laf koymamak...
Oysa bir kalbi sevebilmekle başlamıştı hayat,
Sevmek istesek sevecek sebep boldu,
Beni unutmasın isterdim...
Önce bu şehir,
sen ve ardından sevdiklerim...
Gidişimin anlamsızlığına,
anlamlı ağıtlar yakılsın isterdim.
Kimse üzülmez bilirim...
kesinlikle
bu kalem şair ruhlu,
içinden geleni
hissedeni
kağıda İYİ YANSITIYOR
...
ŞİİRLERİ ÇOK FARKLI BEN ÇOK SEVDİMM
AMA GELECEK VAAD EDEN BİR KALEMMM
ONA DİKKAT