Sızlayan yanımdan vurdular cellat,
Aşkın ateşini söndürmek ister gibi, gecenin ortasında ansızın…
Ben susarken kalbim bağıra bağıra öldü içimde,
Bir hayalin çöküşünü taşır gibi omuzlarım
Senin adınla titreyen her nefesimde bir yara kabuk bağlamadan yeniden açıldı.
Gülüşünün gölgesi bile kırık bir aynadan bakar oldu bana,
Sanki kader bile senden yana değilmiş gibi, kırıp geçti bütün dualarımı.
Ben seni severken, dünya susardı, gökyüzü bile beklerdi adımını,
Oysa şimdi bir yabancının ayak sesleri kadar uzak kalmışsın ruhuma…
İçimde çınlayan boşluğun sesine alışmaya çalışsam da
Sende kalan parçalarım hâlâ dön diye feryat ediyor gecelere.
Bilemezsin, bir insan nasıl ölmeden ölür,
Bir adam nasıl kendi gölgesinden bile kaçar hâle gelir,
Sen gittin, ben kendimi unuttum, acımdan tanımaz oldum adımı.
Sızlayan yanımdan vurdular cellat, ikinci kez vuruldum sensizliğin ucunda,
Bu defa kaderin gözleri bile yaşardı ölüşümü izlerken.
Ben yoluma bakmaya çalıştıkça senin hayalin önüme yığıldı,
Her sokak seni anımsattı, her rüzgâr kokunu getirdi ellerime.
Bir zamanlar cennetime çevirdiğin kalbim
Şimdi kendine mezar arıyor gecelerin koynunda,
Bir adamın kaderi, sevdiği kadından kalan boşluk kadar karanlıkmış.
Unutmak dedikleri şey bir masalmış meğer,
Ben seni silmeye çalıştıkça daha derine kazındın içime.
Gözlerimin altındaki yorgunluk bile senin adını taşır oldu,
Yürüdüğüm yollar ayaklarıma değil, kalbimin ağırlığına dayanamaz oldu artık.
Sensizlik bir uçurumsa, ben çoktan düşmüşüm farkında olmadan,
Aşkın bittiği yerde bile gözyaşların durmazmış,
Ben bunu sen gidince öğrendim, gecelerden.
Sızlayan yanımdan vurdular cellat, üçüncü darben senin suskunluğundu,
Tek kelimen bile yetti beni yeniden paramparça etmeye.
Bir kadının gidişi bazen ölümden ağır olurmuş,
Sevdiği adamı arkasında nefessiz bırakan bir fırtına gibi…
Ben hâlâ nedenini bilmediğim bir savaşın ortasında
Kaybettiğim tek şeyin sen olmadığını anladım;
Ben kendimden de vazgeçmişim meğer fark etmeden.
Yine de yeminliyim, kimseler bilmesin gözyaşlarımın tadını,
Bu acıyı sadece ben taşıyayım omuzlarımdan sızarak.
Sende kalan hikâyem kimseye anlatılmasın,
Çünkü seninle başlayan her masal sensizliğin kabri oldu bana.
Zaman geçer dediler, geçmedi;
Unutursun dediler, unutmadım;
Ben seni içimde değil, ciğerimde taşıdım nefes aldıkça acıtan bir yerimde.
Sızlayan yanımdan vurdular cellat, ama bu son darbeyi kader değil sen vurdun,
Seni severken öğrendim bir insan ne kadar kırılabilir parçalanmadan.
Şimdi adın dudağımda bir ağıt, gölgen gönlümde bir mezar taşına benzer,
Dokunsam dağılan, dokunmasam içimi yakan bir sancı…
Belki bir gün bu yaralar diner, belki bir gün geceler yumuşar,
Ama ben seni bir ömür sevdim, bir ömür acınla yürüdüm,
Ve biliyorum… aşk bazen yaşatmaz insanı,
Sadece yavaş yavaş öldürür sessizce.
Kayıt Tarihi : 26.11.2025 01:29:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!